önceki için tıkla  Filistin ve İsrail'e Dair -İzlenimler-   sonraki için tıkla
1  2  3  4   5  6  7  8  9  10  11  12  13  14   15  16  17  18  19  20
  21  22  23  24  25  26  27  28  29  30  31  32  33  34  35  36  37  38

39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56 

Yazı ve fotoğraflar:
Enbiya Yıldırım
enbiyayildirim@hotmail.com

     İlk Filistin ziyaretimde burayı geçtikten sonra pasaport işlemleri için yabancılar için ayrılan bölümde sıraya girmiştik ancak bu sefer yeni konulmuş bir makinenin içinden geçmemiz istendi. Önümde bulunan Filistin asıllı Amerikalı yolcu bu makineye asla girmeyeceğini zaten önceki cihazdan geçmiş olduğunu söyledi. İsrailli asker ile aralarında bir münakaşadır başladı. Tavizsiz ve ödün vermeyen bir disiplin anlayışına sahip olan İsrailli asker ona en son olarak "öyleyse geldiğin yere, Amman'a geri döneceksin" dedi. O da naçar kalıp geçmek durumunda kaldı. Sıramız gelince asker makinenin ortasında durmamızı söyledi. Ne olacak diye dikilirken içinde çeşitli aralıklarla bulunan kollardan başımıza ve her yerimize kuvvetli bir şekilde hava püskürtüldü. Dezenfekte mi edildik yoksa başka bir kontrolden mi geçirildik bunu anlayamadım. Çıkarken "neydi bu" diye dönüp baktığımda, içerisindeyken çeşitli açılardan birkaç fotoğrafımın çekilmiş olduğunu gördüm.
Pasaport işlemleri için ana salona girdiğimizde Filistinlilerin bir tarafta yığıldığını görüyoruz. Gözlerinde yorgunluk, aşağılanmışlığın verdiği makusiyet ve işlerini bir an önce bitirmek için İsrail askerlerine zoraki gösterdikleri ama sonuçta hiçbir fayda temin etmeyen sözde güler yüzleri içinizde düğümlerin oluşmasına neden oluyor. Bir insanın kendi yurduna girmek için bir başkasından izin istemek durumunda kalması ve bunu da eğilip bükülerek yapmak durumunda kalışı insanda ister istemez inkisara neden oluyor.

Araplarla İsrailliler arasındaki Ali-Cengiz Oyunu:

Sınırda resmi işlemleri yapmaya geçişimden önce, Arap ülkeleriyle İsrail arasındaki traji-komik oyuna değinmek istiyorum. Arap ülkelerinin çoğu vatandaşlarına İsrail'e gitmeyi yasaklamış durumda. Bunlardan biri olan Suriye devleti ülkelerini ziyaret etmek isteyenlere İsrail'i ziyaret etmemiş olma şartını getiriyor. Suriye sefaretlerine vize için başvurduğunuzda doldurmanız gereken formda "işgal edilmiş Filistin topraklarını daha önce ziyaret ettiniz mi" diye masumane bir soru soruluyor. Siz bu tuzak sorunun niye sorulduğunu bilmezseniz ve çeşitli nedenlerden dolayı "evet" kısmını işaretlerseniz Suriye size vize vermiyor. Vize vermiş olsa bile, Suriye'ye girişte İsrail'e gittiğinizi anlarlarsa sizi Suriye'ye sokmuyorlar. Nitekim, pasaportunun arkasına İsraillilerin yapıştırmış olduğu valiz etiketini sökmeyi ihmal eden bir dostumuz vize almış olmasına rağmen Suriye'ye sokulmamıştı.

Suriye ve diğer pek çok Arap ülkesi İsrail'e gitmeyi bu şekilde önlemek isterken (ki bazı Arap devletlerinin pasaportlarında "bu pasaportla İsrail'e girilmez" ibaresi bulunmakta) İsrail pratik bir çözüm bularak Arapların sözde engellemesini çok basit bir yolla aşmış durumda. Bu nedenle, istemeniz durumunda sefaret vizeyi kağıda basmakta; sınırda da ad-soyad, pasaport numaranız, İsrail'de kaç gün kalacaksınız gibi sorulara yanıt isteyen bir form doldurmanız istenerek bütün işlemler bu kağıt üzerinde bitirilmektedir. Böylece pasaportunuza hiç dokunulmamış olmaktadır.

İsrail kendince bu sıkıntıya bir formül bulmuştu ancak Ürdün tarafı çıkış ve girişlerde mühür bastığından dolayı Suriyeliler pasaporta İsrail vizesi basılmamış olsa bile bununla İsrail'e girildiğini anlıyorlar ve Suriye'ye girişe izin vermiyorlardı. Çünkü Ürdünlülerce basılan çıkış-giriş mühürleri bir yerlere gidildiğinin deliliydi. Bu da İsrail'di. Ancak neredeyse bütün geliri sadece turizmden olan ve bu alanın bütün inceliklerini bilen Ürdünlüler oldukça döviz kazandıkları bu sıkıntıyı vize işlemlerini sadece bilgisayara girerek halletmiş durumdalar. Böylece hem çıkışta hem de girişte işlemleri bilgisayara yapıyorlar ve çıkışta aldıkları 10 YTL.lik makbuzun arkasına bir mühür basarak işlemleri bitiriyorlar. Bu yolla başta Suriye olmak üzere Arap ülkelerinin sözde engeli aşılmış oluyor.

Ali-Cengiz oyunu esasında her alanda sürmektedir. Bu nedenle de Arap ülkelerinin İsrail'le ilişkileri esasında tam bir paradokstan ibarettir. Bu devletlerin çoğunun İsrail ile resmi düzeyde ilişkisi bulunmamakta, ilgili devletlerin liderleri görünürde İsrail'e karşı çok katı bir tutum takınmaktadırlar. Ancak aynı ülkeler İsrail'le ilişkileri en iyi düzeyde olan Ürdün'ü cezalandırmak yerine maddi destekte bulunmaktadırlar. Örneğin İsrail ile kanlı bıçaklı görüntüsü veren Suriye yaklaşık iki ay önce Ürdün'e su yardımı yapmaya başladı. Arabistan ise üç ay öncesine kadar petrolü Ürdün'e maliyetine vermekteydi. Bunların nedenleri ve yorumları ebette siyaset bilimcilere ve uluslar arası ilişkiler uzmanlarına düşmektedir ancak Arap halkları kendilerini yönetenlerin tutum ve davranışlarını çok güzel anlamakta ve çözümlemektedir. Baskıcı rejimler nedeniyle bunların seslendirilemeyişi bizleri yanıltmasın. Dolayısıyla İsrail ile açık ilişki içine giren Mısır gibi ülkeler diğerlerine göre daha dürüsttürler.
 

1  2  3  4   5  6  7  8  9  10  11  12  13  14   15  16  17  18  19  20   21  22  23  24  25  26  27  28  29 
30  31  32  33  34  35  36  37  38
 39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50  51  52  53  54  55  56