Aziz kardeşim Yusuf Erzincani'nin anısına
|
Mahlukta devinen |
Gürül gürül bir ırmaktır ölüm |
|
Babalar ölür |
Dolaşır eli ölümün |
saçlarında anaların oğulların |
|
Analar ölür |
Kök salar hasret yüreklere |
"Bir evlat pir olsa da" |
O zaman anlar neymiş öksüzlük |
|
Oğullar ölür |
Bir kafes olur ölüm |
Ana kalbi bir kuştur |
Azad kabul etmez |
|
Sevgililer ölür |
Bir hicret olur ölüm |
Bir sıla |
|
Mesela arkadaşlar |
Arkadaşlıklar vardır okullarda |
Bakarsın biri gelmez bir gün |
Ve artık hiç gelmeyecektir |
Simsiyah bir gölge düşmüştür adeta |
Bahçeye koridorlara sınıflara |
Bir fısıltı dolaşır dudaklarda |
Kimi kirpikleri ıslak |
Çökmüş bahçenin tenha bir yerine |
Elinde bir çöp resmini çizer toprağa |
Anıların |
Kimileri öbek öbek toplanıp |
Çaresizliği dile getirirler anlamsız sözcüklerle |
---- Nasıl olur daha dün beraberdik |
---- Salıncakta iki kişiyi izlemiştik daha dün
nasıl olur |
---- Geçen pazar kırlarda dolaşmıştık |
" Göçmen kuşlar yerli kuşlardan daha mutlu
olmalılar |
Hayatı dolu dolu yaşıyorlar." demişti
unutamıyorum |
|
Sonra bir mezarlıkta |
Bir çukurun başında |
Bir kapının ağzında |
Herkes susar |
Konuşur ölüm |
|
Ve sürer hayat. |
|
Bazan bir tekerlek altında |
Ansızın gelir ölüm |
apansız biter sınav |
Bir elektrik kesilmesi gibi |
Kesilir tulu emel |
|
Bazan ölüm vardır |
Ölümden önce gelir |
Mesela bir hapishanede bir hücrede yaşanır |
Sorular hep yanıtsız kalır orada |
Sadece konuşan rüyalardır |
Yahut hayaller suskun duvarlarda |
Gözler kabul eder parmaklar kabul eder |
Ama beyin hep umuttan yanadır |
|
Bazan akan bir film şeridinin |
Tek kare donan bir fotoğrafı gibidir |
Ölüm |
Karşıda bir manga asker |
Gözler namluların karanlık ağızlarını görmez de |
Takılıp kalır masmavi gökyüzünde |
Asılıp kalmış bembeyaz bir buluta |
|
Ölümden uzak ölümler vardır |
Gazete ilanlarında rastlanılan |
Dünyaya bağlılığın zavallı |
Ve muannit |
Bir belgesidir |
Daha çok kalanlara ait. |
|
Bir de bir örümcek ağının ortasına düşmüş |
Bir sineğin titrek bacaklarında seyretmiştim ölümü |
|
Ölümler vardır. |
Can kuş gibi uçar gider |
Bir martının süzülüp |
Kaybolması gibi maviliklerde.
|
Ankara, 1984 |
|
|
|