Gözlerinde gök sancısı |
| İçlerinde okyanus uğultusu uzun mızraklarla |
| yararak karanlığı |
| Gelip dayandılar şehrin sivrilmiş tırnaklarına |
| Çarpık dudaklarıyla kırpılmış saçlarıyla |
| Soyguna uğramış yüzleriyle |
| Barbar ellerin işgal ettiği sonra terk ettiği |
| Harabe kadınlar |
| Gidip gidip gelirlerdi camekanlı çarşıda |
|
| Bu kirazı kim yer kim satar |
| Hangi savaştan arta kalmış bu çocuklar. |
|
| Sonsuz devirleri aşarak savaşçılar geldiler |
| Ve akşamın ipini kestiler |
| Gece putun üstüne devrildi put yere devrildi |
| Yanlış pazarlara sürülmüş yılgın uykusu şehrin |
| Ortasından bölündü. |
|
| Kollarını derin balkonlara dayamış bilinçleri |
| ustura savaşçılar |
| Taradılar gözleriyle ağır ağır şehrin
saçlarını |
| Ayıkladılar bir bir bitlerini |
| Fosfor ellerini uzatarak balkonun uçsuz uzantısından |
| Yanan şehri tuttular |
| Şu bizim atımızdır deniz hipodrom |
| Nehrin yatağını öp sen ey savaşçı |
| Birikinti gölleri geç apartmanları geç yony
kaldırımları |
| Bir bir ayıkla mezarları. |
|
| Güneşçağ öncüleri yolları tuttu dua erleri tuttu |
| Yüzleri Mekke ülkesi gözleri Medine çeşmesi |
| Elleri altınçağ mimarı. |
| . |
Ankara, 1966
|
 |
 |