Beton duvarlar arasında bir çiçek açtı |
Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında |
Direnen insanlığın |
Saçlarınız ıstırap denizinde bir tutam başak |
Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana |
O inanmışlar çağının. |
Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer |
Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız gögsünüzde |
Karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz |
Soluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger. |
|
Gün doğar rüzgar eser bulut dolanır |
Rahmet şarkısı söyler yağmurlar |
Alnınız en soylu isyandır demir külçelere |
Gürültü susar ses donar sevgi tohumu patlar |
Sessiz bir bombadır konuşur derinlerde. |
|
Ey bizim sabır yüklü toprağımızın kutsal ağacı |
Sen bize hayatsın umutsun mezarlar kadar derin |
Bizi tutan bir şey varsa dirilten o sensin |
Üzerinde uyuduğumuz yavru kuşların |
tüy renkli sıcaklığı. |
Ey damarlarımızda donan buz yüklü heykeller |
beldesinden |
Yıkıntılar sonrası sarındığım şefkat anası |
Ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden |
rüzgar |
Ey alemi donatan ışık toprağa can veren el. |
|
Gün olur toprak uyanır ağaç uyanır uyanır
böcekler |
Sarı bozkır titrer çıplak ağaçlar yeşerir gök
yıkanır kirli |
dumanlardan |
|
Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler |
Yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından. |
|
Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü |
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu |
Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü
çocuğu. |
Güzlek, 1966 |
|
|