işgale son

Molla Ömer'le Röportaj

İngilizler ve Ruslar’dan sonra ABD’nin sonunun da hezimet olacağını savunan Taliban Lideri Molla Ömer:

ABD başaramayacak

MUSTAFA SABRİ DEMİR - Milli Gazete

Taliban’ın manevi Lideri Molla Muhammed Ömer, El Mecelle dergisine Savaşını öncesi ve sonrasını, Ladin hakkındaki düşüncelerini ve kendilerine yönelik iddialara ilişkin olarak önemli açıklamalarda bulundu.

Arap dünyasının en etkin dergilerinden El Mecelle’de yayınlanan söyleşiyi sunuyoruz:

- Taliban her cepheden çevrildi. Hatta Taliban’ı, iş başına gelmesinde önemli rol oynayan Pakistan da savunmuyor. Bu durumu nasıl açıklayacaksınız?

- Taliban’ın Pakistan’ın eliyle iktidara geldiği ve başına pek tanınmayan birini, yani beni getirdiği söylentilerinin ortalıkta dolaştığını biliyorum. Ancak bunlar doğru değil. Eğer yönetimimiz Pakistan’ın eliyle kurulan sun’i bir yönetim olsaydı, bize desteğini çektiğini açıklamasıyla hala ayakta olmamamız gerekirdi. Hala dimdik ayakta isek bu Afganistan halkının bize desteğiyledir. Bizi başa getirenler ve indirecek olanlar da onlardır. Çünkü Taliban, Afganistan halkının içinden çıkmıştır.

- Bu şartlar altında Afganistan, nasıl emniyet ve istikrara kavuşacak?

- Taliban sahneye çıktığından beri Afganistan halkı kendini güvende hissetti. Sabahın erken saatlerinde veya gecenin bir vaktinde sokağa çıkmak istediğinde hiç bir endişe ve korku duymadan çıkabiliyordu. Bunlar Taliban öncesinde yoktu.

ABD KANIT GÖSTEREMEDİ

- Ancak şimdi insanlar ABD saldırılarında hayatlarını kaybedecekleri korkusuyla kaçıyorlar. Neden Ladin’i teslim ederek, Afganistan halkının kanının akıtılmasının önüne geçmiyorsunuz?

- Biz ABD’den kesin bir kanıt istedik. Bir kanıt gösterirlerse Usame’yi teslim edeceğimizi açıkladık. Ancak hiç bir somut kanıt gösteremediler. Bu durumda biz nasıl misafir ettiğimiz bir şahsı teslim ederdik.

SALDIRIYI ABD İÇİNDEKİ GRUPLAR YAPTI

- Siz, geçmişte yaptığı açıklamalar ve tehditlerle bilinen Usame’nin ve etrafındakilerin suçsuz olduklarına mı inanıyorsunuz?

- ABD’deki saldırıları Usame bin Ladin’in veya herhangi bir İslam ülkesindeki bir cemaatin yapması mümkün değil. Ben bu olayı ABD sistemi içerisindeki grupların yapmış olduğuna inanıyorum. Bu yönde de önemli ip uçları ve cevap bekleyen sorular var. Mesela bunlardan biri saldırılar öncesinde “dört bin Yahudi” binayı terketti. Onlara bu haberi verenler kimlerdi? Bu haberi verenler niye diğerlerini düşünmediler? Orada çalışan Yahudilerin ölmesini istemeyenler kimlerdi?.... gibi daha bir çok soru aydınlatılmayı bekliyor.

Usame ve onunla beraber olanlar hakimiyetimiz ve kontrolümüz altındadır. Bizden habersiz ve izinsiz bir iş yapamazlar. Bu saldırıları onlar yapmış olsalardı bizim haberimiz olurdu.

- Usame’yi neden ülkeden çıkarmıyor veya teslim etmiyorsunuz?

- Böyle bir şeyi yapmaya ne dinimiz ve ne de ahlakımız müsaade eder. Bu şahıs Sovyetlere karşı Afganistan cihadını desteklemek için büyük fedakarlık ve gayret göstermiş, Ruslara karşı bizimle cephelerde çarpışmış birisidir. Bizim misafirimizdir. Onu kesin kanıt gösterilmeden teslim edemezdik. Ancak kanıt gösteremedikleri gibi Afganistan’a da saldırmaktan geri durmadılar.

BU SAVAŞ HAÇLI SAVAŞIDIR

- Zafere ulaşacağınıza inanıyor musunuz?

- Bu savaş Molla Ömer ile ABD arasında bir savaş değil. Hıristiyan aleminin Taliban’ı ve Usame’yi bahane ederek İslam’a açtıkları bir savaştır. (Dedikten sonra Kur’an’dan iki ayet okudu.)

- Bu savaşta öldürüleceğinizi bekliyor musunuz?

- Tabii ki ben de bu savaşta ölebilirim. Ancak bilinsinki benim öldürülmemle bu savaş bitmez. Ben giderim benim gibi bir çok insan yerimi doldurur.

TALİBAN İÇİNDE BÖLÜNME YOK

- Taliban içinde çatlakların meydana geldiği, bazı kabilelerin Taliban yönetiminin uygulamalarından rahatsızlığını açıkça dile getirmeye başladığı söyleniyor. Bunlar doğru mu?

- Bunlar doğru değil. Kabileler bizimle beraberler ve savaşta bize yardım etmekteler. Geçtiğimiz aylar içinde düzenlenen toplantıda, kabile ve aşiret reisleri Taliban yönetimine desteklerini sürdürecekleri sözünü verdiler. Hepsi yaşanan krizde ABD’nin hatalı olduğuna inanıyorlar. Filistinliler acımasızca öldürülürken hala İsrail’e açıktan desteğini sürdüren ABD’ye karşı Afgan halkından daha başka ne tavır beklenirki.

HİKMETYAR BİZİMLE

- Ancak ABD, Kuzey ittifakını destekliyor. Kabileleri de, Taliban’a karşı sürdürdükleri muhalefette başarı elde etme ihtimalleri gittikçe artan Kuzey İttifakı temsil ediyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

- Bu ittifak, ABD tehdidinden önce de bizimle savaşıyordu. Ancak bunlar Afganistan halkının çoğunluğunu temsil etmekten yoksunlar. Zafer elde etmeleri veya dış destekle zafer kazanmaları halinde yine Afganistan’a huzur gelmeyecek ve güvenlik sağlanamayacaktır. Şiiler ve Dostum’un birliği yönetim ve mal için böyle bir savaşı veriyor. Afganistan halkını düşündüklerinden, ülkenin maslahatını gözönünde bulundurduklarından dolayı bizimle savaşmıyorlar. Cemaati İslami’nin lideri Hikmetyar ise, ABD’nin Afganistan’a saldırması halinde bizimle beraber bu savaşta yer alacağını açıkladı.

- ABD’nin askeri gücü karşısında yeterli donanıma sahip değilsiniz. Neler hissediyorsunuz?

- Ya ölümü yada zaferi hissediyorum. Her ikisi de Allah’ın takdirinde olan şeydir. Zaten Afganistan büyük bir kabristandır. Halkımız yüz seneyi aşkın bağımsızlık ve özgürlük savaşı vermektedir. İngilizler geldi, Afganistan bataklığında onları hezimete uğrattık. Daha bir kaç sene önce Sovyetler Birliği’ni ağır bir yenilgiye uğrattık. Güçlü silahlara sahip olmamamız, bizi bağımsızlık mücadelemizden vazgeçiremedi.

DÜNE GÖRE DAHA BİRİKMLİYİZ

- Fakat Mücahitlerin Ruslara karşı askeri donanımları ve silahları bugünküne nazaran daha fazla ve güçlüydü. Güçlü devletlerin de desteği vardı. Bu durumda olmayan Taliban’ın işi zor değil mi?

- Bizler Ruslara karşı cihada başladığımız zaman, mücahid sayımız çok azdı. Kabil yönetimi Rusların kontrolünde dönüşümlü bir yönetimdi. Rus birlikleri ülkedeydi, savaş uçakları ve silahları vardı. Bizim yoktu. Ne oldu(?)... Bugün biz eskisine nazaran daha avantajlı durumdayız. Savaş meydanlarında bilendik. Şimdi daha deneyimli ve birikimliyiz.

- Ben deneyim ve birikiminizin olup olmadığından değil savaşacak silaha sahip olup olmadığınızdan bahsediyorum. Silahınız var mı?

- Evet, Allah’a hamd olsun var. Ancak biz silahımıza değil, imanımıza güveniyoruz.

Hicret edenler savaşamayacak durumdakilerdir.

- Afgan halkı ABD saldırılarından dolayı toplu hicret etmeye başladı. Hava saldırıları devam ediyor. Hani bahsettiğiniz silahınız nerde?

- Gidenler savaşamayacak durumda olan yaşlılarımız, önceki savaşlarda bacaklarını, kollarını, gözlerini kaybeden sakatlarımız, kadın ve çocuklarımızdır. Bizler bunların savaştan zarar görmemesi için daha güvenli bölgere gitmelerini teşvik ediyoruz. Eğer canını, değerlerimizi korumaktan daha kıymetli gören varsa çeksin gitsin.

- Pakistan’ın Afganistan’a sınırını kapatmasından sonra ekonomik sıkıntı içerisine girdiniz mi?

- Ekonomik durumumuz iyi. Pazarlarımız mallarla dolu ve fiyatlar da yüksek değil.

ÇALIŞAN KADINLAR VAR

- Kadınlara öğrenim özgürlüğü tanımıyor ve baskı yapıyor musunuz?

- Bunlar, düşmanlarımızın bize karşı sürdürdükleri anti propaganda malzemeleridir ve iftiradır. Biz kadınların eğitimine bu zamana kadar engel olmadık, erkeklerle karışık halde eğitim yapamayacaklarını söyledik. Çok az sayıda okulumuz var. Ancak erkeklerimiz eğitim görebiliyor. Hatta yetmiyor bile. Biz, Afganistan şartlarında, eğitimde önceliği erkeklere verdik, ancak

kadınlarımızı ihmal etmemek için de yeni okulların açılması için gayret içerisine girdik. Bu geçici arızi bir durumdu. Yoksa bizim kadınların İslami ortamda eğitim görmelerini istemediğimizi kimse iddia edemez. Ederse bu büyük bir yalandır. Kadınlarımızın çalışmasına da izin verilmediği de yalan. Eğitimli olan ve kamu hayatında görev yapabilecek yeterlilikte olan kadınlarımız, çeşitli mevkilerde ve yerlerde çalışmaktadırlar. Doktorluk, hemşirelik çalıştıkları mesleklerin başında geliyor.

- Afganistan’da basına özgürlük tanımadığınız suçlaması da yapılıyor.

- Bu da yalan. Bunları nereden uyduruyorlar? Afganistan’da günlük, haftalık ve aylık olmak üzere 12 civarında gazete, dergi çıkmaktadır.

- Neden televizyonları kapattınız?

- Halkımız öncelikle ekmeğe, barınacağı eve, sağlık yardımına, bilime ihtiyaç duymaktadır. Bunlar gerçekten toplumumuzun temel ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçlarımızı halletmeden başkaları gibi yaşamaya ve eğlenmeye vakit ayıramıyoruz.

- Afganistan halkına dini baskılar yapmanızdan dolayı yoğun olarak eleştiriliyorsunuz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

- Halkımız zaten dindar bir halk. Dindar halkımıza neden dini bir baskı uygulayalım. Bu ithamlar da iftiradır.


mico_tasarım