* Unocal, Afganistan ve Halilzad - İbrahim KARAGÜL
*Yeni Şafak - 13.1.2002      ikaragul@yenisafak.com

İbrahim KaragülAmerikan ve İngiliz petrol şirketleri Afganistan'da çok önceden planladıkları müstemleke yönetimini kurdular. ABD ve İngiltere pasaportlu, petrol şirketleri tarafından ABD'ye götürülüp eğitilen ve bugünler için hazırlanan kişilerden oluşan kadro artık Kabil'de ve uluslararası statükonun tanıdığı yeni Afganistan yönetimini oluşturuyor. Hamid Karzai gibi petrol şirketlerinin danışmanlığını yapan kişi ise ülkenin başbakanı, yani müstemleke valisi. Ülkedeki iç savaşın arkasındaki en büyük güç olan, Burhaneddin Rabbani'yi devirip Taliban'ı iktidar yapan, şimdi de Taliban'ı deviren ancak Rabbani'yi yine yönetimden uzak tutup, Washington'da eğittiği kişileri işbaşına getiren Unocal gibi ABD petrol şirketleri, Rabbani birliklerini Kabil'den uzaklaştırdı. Yeni yönetimin güvenliğini ABD/İngiliz güçleri sağlıyor. Yani Kabil, Afganistan dışında bir askeri, isyasi ve ekonomik üs durumunda.

Taliban karşısında tek alternatif olan, ABD/İngiliz savaş gücüne en büyük desteği veren, Müslümanlar'a yönelik katliamlara zemin hazırlayan, Mezar-ı Şerif'te yüzlerce Müslüman'ı, Kunduz'da Özbekistan İslami Hareketi'ne mensup yüzlerce Özbek genci katleden, bir çoğunu da yaralı halleriyle diri diri mezara gömen Raşit Dostum'a destek veren Rabbani müstemleke yönetimi için bir tehdit.

Kabine'deki on bakan Amerikan vatandaşı

Afgan halkından ziyade petrol şirketlerine bağımlı olan Kabine üyelerine bir bakın: Başbakan Hamid Karzai Ameirkan vatandaşı, Kültür Bakanı Mahdum Emin ABD vatandaşı, Eğitim Bakanı Abdüsselam Azimi ABD vatandaşı, Sulama Bakanı Mangal Hüseyin ABD vatandaşı, Yüksek Eğitim Bakanı Şerif Feyiz ABD vatandaşı, Devlet Bakanı Cuma Muhammed Muhammedi ABD vatandaşı… ABD petrol şirketine çalışan Karzai liderliğindeki kabinenin on bakanı Amerikan vatandaşı…

ABD Başkanı George W. Bush'un Afganistan'a özel temsilci olarak atadığı Zalmay Halilzad ise yine Amerikan vatandaşı bir Afgan. Ancak en önemli özelliği ABD petrol devi Unocal'ın danışmanı olması. Karzai ve Halilzad, Afganistan'a yönelik saldırının amacı konusunda çok önemli ipuçları veren iki karanlık isim.

1997'de ABD petrol şirkteleri ile Taliban arasında yapılan boru hattı pazarlığında aktif rol oynayan Halilzad, Türkmen gazının Afganistan üzerinden Pakistan'a ulaştırılmasına ilişkin boru hattı çalışmalarında kendini gösterdi. Halilzad, Unocal yöneticileri ile Taliban arasında "150 sayfalık boru hattı anlaşması"nın imzalanmasında etkin rol oynadı. 2 milyar dolarlık boru hattı Türkmenistan-Afganistan sınırında başlatılacak, Herat ve Kandahar'dan geçirilerek Pakistan'ın Quetta bölgesine ulaştırılacaktı. Aynı boru hattı 600 milyon dolar ek maliyetle Hindistan'a uzatılacaktı. Aynı dönemde Arjantin petrol şirketi Bridas da devreye girip Taliban'la pazarlığa oturdu. Unocal ile Bridas arasındaki rekabet mahkemeye kadar uzanmış, Bridas projelerini çaldığı gerekçesiyle Unocal aleyhine 15 milyar dolarlık tazminat davası bile açmıştı.

1951 yılında Mezar-ı Şerif'te doğan Halilzad, Unocal'ın Afganistan'a ve Taliban'a ilişkin politikalarında vazgeçilmez bir isim. Ve yakında Türkmen gazına ilişkin boru hattı tekrar devreye girmek üzere. Halilzad ve Karzai yönetimi bunun için işbaşına getirildi. Binlerce Müslüman'ın hayatına malolan kanlı ve kirli savaşın ardından Afganistan'a gelen Halilzad, Taliban'ın ABD'nin göz bebeği olduğu dönemde genç mollalara övgüler düzüyordu.

Dört yıl önce The Washington Post'ta, Taliban'ın terörizmi desteklediğine dair iddiaları şiddetle reddeden Halilzad, "Taliban İran gibi, Amerika karşıtı bir İslami fundamentalizm tatbik etmiyor" diyordu. 1973 yılına kadar Zahir Şah'ın yardımcılığını yapan bir babanın oğlu olan Halilzad, ABD'de Ulusal Güvenlik Konseyi bünyesinde çalıştı ve Bush'un Güvenlik Danışanı Condoleezza Rice'a raporlar hazırladı. Halilzad'ın patronu Rice da aynı dönemde Orta Asya'ya yönelen petrol şirketlerine danışmanlık yapıyordu. Rice, 1992 yılında Chevron yirketinin danışmanı oldu ve şirket adına Kazakistan'da çalıştı. Onun patronu ise Dick Cheney ve Bush. Yani petrol lobisi. The San Francisco Chronicle'ın 26 Eylül sayısında Frank Viviano imzalı analizde, ABD'nin entiterör savaşı adını verdiği küresel kaynak savaşı hakkında bakın ne tür ifadeler kullanılıyor: "Terörizme karşı savaşın arkasındaki gizli amaç tek bir kelimeyle özetlenebilir: Petrol… Terörist hedefler olarak gösterilen yerler, 21. yüzyıl için dünyanın başlıca enerji kaynaklarının haritasıdır. Terörizme karşı savaş, Amerika'nın Chevron, Exxon, Arco, Fransa'nın TotalFinaElf, İngiltere'nin British Petroleum, Royal Dutch Schell ve diğer petrol devlerinin bu bölgelerdeki yüzmilyarlarca dolarlık yatırımları adına yapılıyor."


Diri diri gömülen gençler ve istila haritası

"Uluslararası terörizm" adı altında korkunç bir sömürge savaşı başlatıldı. İslam coğrafyasının bütün kaynaklarını ele geçirmeyi, Ortadoğu enerji kaynakları üzerindeki Batı hegemonyasının Orta Asya enerji kaynakları üzerinde de sağlayarak, dünyanın iki zengin enerji kaynağını tek elde toplamayı amaçlayan bu kirli savaşı gizlemek için daha çirkin bir söylem kullanıldı: "Uluslararası İslamcı terörizm…" Bir taraftan İslam coğrafyasındaki kaynaklar ele geçirilerek, müstemleke yönetimler kurulurken diğer taraftan bu sürece karşı çıkan "tek söylem" olan İslami hareketlere karşı Haçlı Savaşı ilan edildi. Dünya Müslümanları'nın büyük çoğunluğu bu çirkin oyunun henüz ayırdında bile değil. Batı başkentlerinde tezgahlanan "küresel istila hareketi"ni Müslüman dünyanın gözünde meşrulaştırmak ise, ABD'deki araştırma kuruluşlarında eğitilen Halilzad gibi teknisyenlere, aydınlara ve siyasilere düştü. Onlar, bu istila hareketinde öncü güç görevine soyundular. Onlara göre, diri diri mezarlara gömülen Müslümanlar'ın, ambargo sebebiyle ölen onbinlerce çocuğun, fakirleştirilen Müslüman ülkelerin hiç bir kıymeti yok.

Afganistan'da tezgahlanan oyunun bundan sonra nerelere uzanacağını dünyanın zengin enerji kaynaklarının haritasına bakarak görebilirsiniz. Irak öncelikli hedef: Petrol denizi. Türkiye bu savaşta en fazla istismar edilen ülke olacak. İran hedef: Zengin petrol ve doğal gaz yatakları ile nükleer gücü ortada. Suriye, Lübnan, Hizbullah, Filistin'de Hamas ve İslami Cihad hedef. Zira hem İsrail'in güvenliğini tehdit ediyor hem de Batı sömürge savaşına karşı dikkafalılık yapıyor. Sudan hedef: Zengin enerji kaynakları toprak altında bekliyor. Somali hedef: Orta Afrika'yı ve Nijerya gibi ülkelerdeki enerji kaynaklarını kontrol edecek askeri üs olarak. Malezya hedef: Zengin enerji kaynakları iştah kabartıor. Endonezya hedef: Açe ve Borneo adası petrol ve doğalgaz denizi.

Terörizm, şiddet, otorite boşluğu, demokrasi, özgürlük, refah, insan hakları, İslam'ın Taliban yorumu…. Bunların hepsi kirli savaşı gizlemek için uydurulan saçmalıklar. Ne yazık ki çokları bunlara inanıyor.


mico_tasarım