işgale son

Usame bin Ladin, ABD'nin bir numaralı düşmanı

Kamil Et-Tavil - El-Hayat Gazetesi 4567 - Ekim 2001 Londra
Çev: Halil Çelik
Afganistan Taliban ve Ladin - Birey yayıncılık

afg_ladin2     Usame Bin Ladin Londra'daki lslam
Basın Merkezi tarafından yayınlanan
rapora göre Hicri 1377 Miladi 1957 yılında
Riyad'ta dünyaya geldi .Fakat Amerikan
Time dergisi Ladin'in 1956 veya 1958
doğumlu olduğu bilgilerine yer verdi. Babası Muhammed Ivad Bin Ladin 1930 yılının
başında Hadremevt'ten Cidde'ye göç
etti. Henüz petrol kaynakları ile tanın-
mamış olan kentin limanında bir süre
hamal olarak çalıştı. Baba Ladin çok
hırslı bir kişilige sahipti. Suudi Arabistan'a
geleli henüz bir kaç yıl olmamıştı ki
Körfez bölgesinin önde gelen müteahhit-
lerinden biri olma noktasında önemli
adımlar attı. Ülkenin alt yapı çalışmalarında önemli inşaat ihalelerini
kazandı. Haremul-Şerifeyn'in ilk genişletilme projesi, onun kazan-
dığı en önemli projeler içerisinde yer alır. Ayrıca 1969'daki yangın
sonrası zarar gören Mescidi Aksa'nın tamiri çalışmalarında katkıda
bulunduğu ifade ediliyor.

     Muhammed Bin Ladin 1970 yılında Huda kara yolu projesi i-
le ilgili incelemeleri sırasında uçagının düşmesi sonucu hayatını
kaybetti.. Usame erkek ve kız çocuklar içerisinde 42. erkekler a-
rasında da 21. sırada yer alıyordu. (lslam Basın Merkezi) Fakat Ti-
me dergisi Usame'nin Baba Ladin'nin 52 veya 53 çocuğu arasın-
da 17. sırayı aldığını yazarak baba Ladin'in onuncu eşinden tek
erkek çocugu olduğu ifadelerine yer verdi. Annesi hakkında ise
çelişkili bilgiler yer alıyor. Bazı bilgiler onun Filistinli olduğunu
belirtirken bazı bilgiler de Suud kökenli olduğuna işaret ediyor.
Usame babası öldüğünde çok küçük yaşlarda idi ve ailedeki gele-
nekler doğrultusunda evin en büyük erkek evladı olan Salim U-
same onu himayesine aldı. Babanın ölümü henüz etkisini korur-
ken aile bu sefer Salim'in ölümüne yol açan yeni bir uçak olayı
ile sarsıldı. Aile reisliğini abisi Bekir üstlendi.

Usame'nin Eğitimi
Usame ilk, orta ve yüksek öğrenimini Cidde'de yaptı. Kamu
Yönetimi eğitimi aldıktan sonra Melik Abdulaziz Üniversitesin-
den mezun oldu. İslami hareketlerle akımlarla ve liderleriyle bu
sıralarda yakın temasa geçti. Mısır'da Cemal Abdulnasır döne-
minde idam edilen Mısır Müslüman Kardeşler örgütünün önde
gelen liderlerinden olan Seyit Kutup'un fikirleriyle bu yıllarda ta-
nıştığı söyleniyor. Belki de bu Usame ile Kutup'un düşüncelerini
temel alan Cihat hareketi arasındaki kuvvetli ilişkilerin boyutu-
nu bir nebze açıklamaktadır.

Usame'nin İslami akımların fikirlerine vakıf olması Amerikan
medyasının iddia ettiği gibi yaşamın lezzetlerine dalmaktan onu
alıkoymadı. Zira 1973 yılında okulu bıraktığı ve Beyrutun barla-
rı ile gece kulüpleri arasında mekik dokuduğu ve bu yaşam tar-
zının 1975'teki Lübnan savaşına kadar devam ettiği iddialarına
yer veriliyor. Fakat İslami kaynaklar bu türden bilgilerin doğru
olmadığını ve bu tür bilgilerin Ladin'in portresini çirkin göster-
me amacı taşıdığını ifade ediyorlar. İslam Merkezi de onun böyle
bir bozulma sürecinden sonra dindar bir kişilik aldığı yönündeki
bilgileri reddediyor ve onun küçüklüğünden beri dindar bir in-
san olduğunu ifade ediyor.

Usame 17 yaşında iken evlendi. llk hanımı teyzelerinin bulun-
duğu Şam'dandı. Körfez dışına pek çıkmazdı. Arap yarım adası
dışındaki en önemli ziyaretleri Suriye, Sudan, Pakistan ve Afga-
nistan ile sınırlı kaldı.

Sovyet Savaşı
1979 yılındaki Sovyet saldırısı Usame'nin yumruğunu şekil-
lendirdi. Zira o bunu dinsiz kafir bir devletin lslam devletini iş-
gal etmesi olarak görüyordu. lslam Merkezinin bilgilerine göre
Pakistan Cemaati lslami hareketi ile birlikte Pakistan'ı ziyaret et-
meyi kararlaştırdı. Cemaat lslami Karaçi'den Paşavere kadar ona
eşlik etti. Orada Abdurresul Seyyaf ve Burhaneddin Rab-
bani gibi bir çok mucahit liderle görüşmelerde bulundu. Bazı
mucahit liderlerinin isimleri kendisine yabancı değildi. Zira bazı-
ları hac mevsiminde babasıyla biraraya gelmiş şahsiyetlerdi. Usa-
me bu ziyaretlerin gizlilik içerisinde yürütülmesi noktasında gay-
ret sarfetti.. Islam Merkezi onun Suud'a döndükten sonra kardeş-
lerine, akrabalarına ve okuldaki arkadaşlarına bu ziyareti ile ilgi-
li bilgi verdiğini ve Afgan mucahitleri ile yaptığı görüşmelerde e-
dindiği intiba ve gözlemleri aktardığını belirtiyor. Usame daha
sonra Afgan mucahitleri için büyük miktarda mali ve ayni yar-
dımlar toplamaya başladı ve beraberinde çok sayıda Afganlı ve
Pakistanlı alarak bir başka ziyarette bu yardımları Pakistan'a taşı-
dı. Bu ziyaretleri peyder pey devam etti. Yalnız bu ziyaretler Pa-
kistandaki Afganistan kampları ile sınırlı kaldı.

İlk Ziyaret
Usame Bin Ladin'in Afgan topraklarına ilk ziyareti Sovyet sa-
vaşının başlamasmdan üç yıl sonra 1982 yılında gerçekleşti. As-
keri kampların, dağ yollarının yapımında Mücahitlere yardım
noktasında bir çok kuruluşu harekete geçirerek Afganistan ziya-
retlerini sıklaştırdı ve Ruslara karşı düzenli olmasa da bazı za-
manlar çatışmalara katıldı.
Afgan Mucahitlerinin desteklenmesi konusu ile ilgili olarak
Arap ülkelerinden özellikle de kendilerine büyük yardımlar su-
nan körfez ülkelerinden büyük bir destek elde ediyordu. Fakat
diğer Arap ülkeleri sol veya sosyalist yönetimlerce idare ediliyor-
du ve ilk destekçileri olan Moskovayı karşılarına alacak olmaları
sebebiyle Afganistana yardımdan geri duruyorlardı.

Beytul-Ensar
Bu atmosfer içerisinde Peşaverde Beytul-Ensar (Ensar evi) ad-
lı bir cemiyet kurdu. Burası cihada katılmak için gelenleri askeri
eğitim öncesi ilk karşılama durağı oldu. Beytul-Ensar'ın kurul-
masına rağmen. Usame özel bir askeri örgüte sahip değildi. Ciha-
da gelen gençler Gulbeddin Hikmetyar, Seyyaf ve Burhaneddin
Rabbaninin birliklerine götürülüyordu.

Beytul-Ensar ile Abdullah Azzam'ın Peşaverdeki Mektebul-Hı-
damat (Hizmetler Bürosu) adlı örgütün kurulması aynı zamnanla-
ra denk geldi. Bu büro Beytul-Ensar ile bir bütün oluşturdu. llki
enformasyon, yardımların toplanması ve Müslümanların özellik-
le Arapların malla canla cihada teşvik edilmesi görevlerini yerine
getirirken Beytul-Ensar ise Cihada gelenleri karşılama ve askeri
egitim kamplarına ve akabinde cephelere götürülmesi görevlerini
üstleniyordu. Bu süreçte Usame'nin Şeyh Azzam'la ilişkileri ge-
lişti.

Askeri Genişleme
1986 yılında Usame Bin Ladin Afgan topraklarında cepheler-
de Mucahitlere destek verdikten sonra askeri açıdan genişlemeye
ve kendi özel kamplarını inşa etmeye başladı. Savaş ortamında
kendi ustalığını da kullanarak altı askeri kamp inşa etti. Bu dö-
nemde Cihada katılma noktasında Arap dünyasından geniş katı-
lımlar oldu. Başlangıçta savaşa katılımları sınırlı idi ama sonrala-
rı şiddetli çatışmalar yaşandı. 1986 ile 1989 yılları arasında ger-
çekleşen çatışmaların en önemlisi Celal Abad yakınlarında mey-
dana gelen çatışma idi.

Mucahitlerin aldıgı Amerikan destegi sadece askeri eğitim ile
sınırlı kalmadı ve Kızıl ordunun havadaki mutlak hakimiyetini
kaybettiren Stinger füzeleri ile onları donattı. Bu füzeler Usame
Amerika ile savaşmaya başlayınca Birleşik Devletlere karşı yönel-
tilmiş oldu. Amerika ise bu füzeleri Afganistandan tekrar satın
almaya çalıştı.

Afgan Savaşından Alınan Ders
Usame kendisine Afganistandaki savaşa katılma sebebini so-
ran Amerikalı gazeteci ]ohn Miler'e şöyle cevap veriyordu: "lsla-
mı kavrayamamış birinin cihat günlerinde bunun sebebini anla-
ması çok zor." Arap yarımadasında ve diğer bölgelerdeki binlerce
genç bu savaşa katıldı. Yüzlercesi Afganistan'da, Bosna'da ve Çe-
çenistan'da öldü.'' Usame mulakatında kendisinin Afgan savaşın-
dan ders aldığını sözlerine ekliyor ve Afganistan'da bir yönetimin
olması durumunda büyük devletlerin hezimete uğrayacağını be-
lirterek bu dersin içeriğini açıklıyordu.

Ladin El-Kaide'yi Cihadı Arap Ülkelerine Taşımak için Kurdu
Usame Bin Ladin'in Amerika'nın 90'lı yıllarda düzenlenen O-
perasyonlarda savaşın başı olarak değerlendirdiği EI-Kaide örgü-
tünü kurma sebepleri ile ilgili farklı görüşler yer almaktadır. ls-
lamcılar, EI-Kaide'nin kurulma sebebini dosyaların ve savaş cep-
helerinde öldürülen Usame destekçisi Afgan Arapların kimlik bil-
gilerinin muhafaza edildiği bir büro bulundurma şeklinde açık-
lamışlardır. Fakat örgütün eski üyeleri oldukça farklı görüşler
serd etmektedirler. Usame'nin Afganistandaki cihad sonrası, ci-
hadı Arap ülkelerine taşımak amacıyla böyle bir örgüt kurmak is-
tediğini belirtiyorlar.

Islam Basın Merkezi raporları, Usame'nin 80'li yılların sonun-
da Arap Mücahitlerin Afganistan'a gelip gittiklerini ve şehit ol-
duklarını buna rağmen bu kişiler hakkında herhangi bir sicil bu-
lunmadığını ve bilgi yetersizliği nedeniyle bir çok zaman özellik-
le de Körfez ülkelerindeki aileler Afganistan'a giden evlatlarının
akibetini telefonla veya elçiler göndermek suretiyle sordukları za-
man sıkıntılar yaşandığını gözlemlediğini ifade ediyor. Raporda
ayrıca Usame'nin Arap Mucahitlerin kayıtlarının düzenlenmesini
karara bağladığı ve böylelikle Afganistan'a Usame Bin Ladin'in
yanına savaşa gelen herkes için kayıt tutulması düşüncesinin
yaygınlık kazandığı belirtiliyor. Kişinin ülkeye ulaştığı ve Beytu-
l-Ensar'a katılma tarihi ve ardından askeri kamplara katılışı ile il-
gili bilgiler sistematize edildi.

EI-Kaide örgütü üyesi Cemal Ahmed El-Fazl Es-Sudani çok
farklı bir görüş ortaya koyuyor: Afrika'daki Amerikan elçilikleri-
ne yönelik gerçekleştirilen saldırılarla ilgili olarak New York Fe-
deral mahkemesinde yaptığı açıklamalarda Usame'nin El-Kaide
örgütünü Arap düzenlerini vurmak ve hilafeti getirmek için kur-
duğunu belirtiyordu. EI-Fazl Şeyh Abdullah Azzam'ın 80'li yılla-
rın sonunda Hizmetler Bürosunun emiri olduğunu kendisi ve U-
same'nin Afganistan'da Ruslara karşı cihatta bu büroyu beraber
yönettiklerini açıklayarak Usame ile Azzam'ın daha sonra ayrıl-
dıklarını sözlerine ekliyor. Ayrılık hikayesini ise şöyle açıklıyor
Fazl: ''Rusya 1988'de Afganistan'dan çekilme kararı almıştı ancak
Bin Ladin Afganistan'daki cihadın bitmesi sebebiyle kendi özel
grubunu kurma kararı aldı. Fazl, Ladin'in hilafeti kurmak istedi-
ğini ve destekçilerine Arap sistemlerini değiştirmek ve Islam dev-
leti kurmak istiyoruz şeklinde açıklamalar yaptığını belirtiyor.
Fazl Ebu Eyyup EI-lraki'nin bu örgütün ilk emiri olduğunu iddi-
a ediyor ve Iraki'den teslim alınan evrakların El-Kaide'nin asıl he-
definin bütün bireylerin, emirin ve Şura meclisinin yükümlülük-
lerinin yerine getirilmesinin yanısıra cihat olduğunu açıkladığını
ifade ediyor. Fazl El-Kaidenin o vakitler liderinin Ebu Eyyup El-
Iraki, Genel Emirinin ise Usame Bin ladin olduğuna işaret ederek
bu dönemde El-Kaide'nin kurulması çalışmalarına katılan şahısla-
rı ,Ebu Eyup El-Iraki, Ebu Ubeyde El-Benşiri, Ebu Farac El-Ye-
meni, Doktor Abdulmuiz Eymen El-Zevahiri, Dr. Fazl El-Masri,
Ebu Burhan El-Kebir, Ebu Hafs El-Masri (Muhammed Atıf), Ebu
Musab Es-Suudi ve Izzeddin şeklinde sıralıyor.

Usame'nin Suud'a Dönüşü
Usame 1989 yılında Suudi Arabistan'a başka bir insan olarak
döndü. Yeni bir toprakta yeni bir cihat hazırlığı başlatmak için
döndü. O vakitler Yemen'in güneyinde hakim olan Sosyalist yö-
netimle savaşacak olan Cemaati Cihatın kurulmasına çalıştı. Ay-
rıca Arap ülkelerindeki özellikle de Mısır'daki silahlı islami grup-
lara olan desteğini de gizlemiyordu. Bu çerçevede Suud yönetimi
çalışmalarına sınır koymaya çalıştı. Yurtdışına çıkma yasağı koy-
du ve ardından ülke kanunlarına muhalefet edecek faaliyetlerde
bulunmaması noktasında uyardı.

Ülkeden Kaçışı
lslam Basın Merkezinin raporuna göre Usame Afganistan'da
özgürlüğe alıştıktan sonra zorunlu oturum altında kalmaya ta-
hammül edemedi ve Suudi Arabistanı terk etmeye karar verdi. Bu
doğrultuda Usame Suudlu yetkililere Pakistan'da ve ülke dışında
başka yerlerde sahiplerine ödemesi gereken mali sorumlulukları
olduğunu ve bu sorunların vekil aracılığı ile çözülemeyeceğini
belirtir. Bir defaya mahsus olmak üzere ülke dışına çıkmasına i-
zin verilir. Pakistana gider ve oradan bir daha ülkesine dönmeyi
düşünmediği mesajını içeren bir özür mektubu gönderir.

Usame Pakistan'da fazla kalmadı zira Afganistan'a gitmek için
acele ediyordu. Afganistan'da çatışmalar sadece Necibullah ile
Mücahitler arasında olmuyordu. Gulbeddin Hikmetyar'ın komu-
tasındaki güçler ile Burhaneddin ve Ahmed Şah Mesudun komuta-
sındaki güçler arasında cereyan ediyordu. Usame, o vakit Muca-
hit gruplar arasında aracı olmaya çalıştı ama fayda vermedi. Af-
gan Araplardan Afgan gruplar arasındaki çatışmalara girmemele-
rini istedi ancak bu kanlı çekişmeler gölgesinde bulunmasının
faydasız olduğuna kanaat getirdi ve kendisine yakın olan arka-
daşlarıyla durum değerlendirmesi yaparak bir başka mekan araş-
tırması yapma kararı aldı Bu yer Sudan'dan başka bir yer ola-
mazdı.


Bin Ladin: Biz Sudan'da Ticaret için Bulunmuyoruz
Usame Bin Ladin Sudan'da hayatının en önemli dönemlerini
geçirdi. lslam Basın Merkezinin raporlarına göre Ladin'in Sudana
yönelişi kendisine sunulan seçeneklerden sadece birisi idi. Fakat
kendisi bir çok kişiden bu devletin lslami devlet projesini uygu-
lamadaki gayretleri hakkında bilgi almış, Afganistan'a alternatif
bir yer görmesi yanında körfez ülkelerindeki ticaret ve müteah-
hitlik deneyimlerini de kullanarak bu devlete bazı şeyler sunabi-
leceğini düşünmüştü. Özel bir uçakla ve gizlilik içerisinde 1991
yılı sonlarında Sudan'a yöneldi. Bu ülkede askeri hiç bir çalışma-
ya katılmadı ancak yol, inşaat ve tarla projelerine destek oldu.
Hartumdaki Tehaddi yolu bu projelerin en önemlilerindendir.
Cemal Ahmed El-Fazl New York Federal mahkemesindeki açık-
lamalarında serveti 300 milyon dolar olarak değerlendirilen Usa-
me Bin Ladin'in Sudan devlet başkanı Ömer Beşir ve Ulusal lslam
Cephesi lideri Hasan Turabi ile iyi ilişkiler kurduğunu belirtiyor
ve El-Kaide'nin Afganistan'dan Sudan'a taşınma yolunu şöyle a-
çıklıyordu: El-Kaide liderleri, Sudan'da Sadık El-Mehdi başkanlı-
ğındaki seçilmiş hükümetin devrildiğini gördükten-ve Turabi li-
derliğindeki lslamcıların, liderliğini General Beşir'in yaptığı si-
lahlı kuvvetlerdeki lslamcı liderlerle işbirliği yaparak yönetimi e-
le geçirmelerinden sonra 1990 yılında Hartuma taşınmayı ciddi
ciddi düşünüyorlardı.

Ladin'in Sudan'a gelmesi ile birlikte El-Kaide örgütü çalışma-
larını dikkat çekecek şekilde genişletti. Ladinin Sudandaki ticare-
ti çok karlı olmuştu, Ebu Bekir El-Fazl kendisinin Hartum'da El-
Kaide'nin lideri ve Ebu Rıza Es-Suri ile birlikte büyükçe bir mi-
safir evinde bir araya geldiklerini belirtiyor ve Ladin'in aynen
şöyle dediğini naklediyor: " Bizim projemiz ticaretten daha bü-
yüktür. Biz ticaret yapmak için burada değiliz. Aksine tek hede-
fimiz olan cemaatimize yardım edecek olan bu hükümete destek
sunma gereksinimi duyuyoruz."


Karşılıksız Askeri Destek
Ladin'in Sudan hükümetine desteği bir çok açıdan olmuştur.
Bunlardan bazıları Ulusal Cephe'nin oluşturduğu " Halk Savun-
ması" güçlerine kablolu ve kablosuz iletişim araçları ve kaleşni-
kof silahları alması, Yüksek okul ve üniversite öğrencilerinin as-
keri eğitim aldıktan sonra ülkenin güneyindeki isyancı güçlere
karşı savaşmaları için savaş bölgelerine göndermesi sayılabilir.
Bunun yanısıra Bin Ladin kendisine Almanya'dan değeri 80 bin
dolar tutarındaki Satalight iletişim cihazını almış ve güvenlik
güçleri ile sıkı ilişki içerisine girmişti.
Sudanlıların Bin Ladin kartını ve Arap ülkelerindeki lslamcı
muhalefetleri kullanmak istediği artık bir gizlilik olmaktan çık-
mıştı.


El-Kaide'nin Evrensellik Kazanması
Usame Sudan'da bulunduğu yıllarda Arap ve lslam dünyasın-
daki bir çok lslami cemaatle ilişkilerini kuvvetlendirdi. Bu dö-
nem EI-Kaide'nin evrensellik kazandığı dönem oldu. Arap ülkele-
rinde faaliyet gösteren silahlı gruplarla bağlarını sağlamlaştırdı.
Özellikle de Mısırlılarla, Cihat hareketi üyeleri ile ilişkileri çok i-
yi düzeydeydi. Şeyh Ömer Abdurrahman'ın liderliğindeki Cema-
ati lslamiye örgütü ile de önemli ilişkiler kurdu. Cezayirdeki Si-
lahlı lslami Cemaatle de ilişkilerini kuvvetlendirdi. Bu cemaatin
kurucularından olan Karii Es-Said El-Kaide'nin şura meclis üye-
si idi. Bu yaz Batine'de bir çatışmada öldürüldü. Usame Afgan ci-
hadına katılmış ve ardından 1995 yılında Savaşçı Libya Cemaati-
ni kuran Libyalılarla iyi ilişkiler içerisine girdi. Dünyadaki arala-
rında Filipinlerdeki Moro Cephesi, 'Tacikistandaki Nehda Hare-
keti ve Pakistan'daki Şeyh Fazlurrahman cemaati de bulunan bir
çok lslami Cemaate yardımlarda bulundu.


Uranyum Satın Alınma girişimi.
Bin Ladin'in Sudan'da giriştiği en tehlikeli faaliyetlerden biri-
si de 1994 yılında Uranyum satın alma girişiminde bulunması idi.
Ahmed Fazl Es-Sudani Ladine yakın isimlerin bu konu üzerinde
durduklarını belirterek Sudan eski devlet başkanı Cafer Numey-
ri zamanında elde edilmiş olan Uranyum maddesinin 1 ,5 milyon
dolar karşılığında El-Kaide örgütüne sunulduğu iddialarına yer
veriyor.


İran'la ilişkiler
Bin Ladin'in Sudan'da bulunduğu sıralarda kendisini ziyarete
gelen İran hükümeti ile ilişkilerini geliştirdiği ve dünya müslü-
manlarının içinde bulunduğu durum ve temel düşmanları batıya
karşı birleşmelerinin zorunluluğu konularında fikir alış verişinde
bulunduğu belirtilmektedir. Ebu Hacir El-lraki Hartumdaki büro
aracılığıyla lranlılarla haberleşme görevini üstleniyordu.


El Kaide'nin ABD'ye Bakışı
El-Kaide örgütünün Birleşik Devletlere bakışı zaman geçtikçe
kökleşen bir yapı aldı. Bin Ladin Amerika'nın tıpkı Rusya'nın Af-
ganistan'da uğradığı gibi bir yenilgiye ve hezimete uğrayabilece-
ği düşüncesini taşıyordu. El-Kaide örgütü hakkında elde edilen
bilgiler Usame ve örgütün lider kadrosunun örgütün kurulduğu
ilk yıllarda Birleşik Devletleri birinci düşman olarak görmedikle-
rine işaret ediyor. Örgütün birinci hedefi Arap ülkelerinde cihat
grupları ve lslam şeriatını uygulayan hükümetler oluşturmaktı.
Fakat ikinci körfez savaşı ve Amerikan kuvvetlerinin körfeze gel-
mesi ile birlikte EI-Kaide'nin Amerika'ya yönelik olumsuz tutu-
mu hız kazandı.

1992 yılı sonlarında Suud yönetimi batılı kaynaklarda 300
milyon dolar olduğu iddia edilen mal varlığına el koymayı karar-
laştırdı ve kanunlara uymak şartıyla ülkeye dönmeye çağırdı.
1994 yılı başlarında ise Suud yönetimi onu faaliyetlerine son ver-
me noktasında ikna edemeyeceğini anlayınca vatandaşlıktan çı-
kardı.


Afganistan'a Dönüşü
1994 yılı başlarında itibaren Sudan hükümetinin karşılaştığı
Arap ve dış baskılar sebebiyle Usame'nin ülkede kalması sıkıntı-
lara yol açtı. Sudanlılar bir çok kez bu baskılara göğüs gerdiler
ancak bir müddet sonra Afgan Arapların ülkeyi terk etmeleri için
baskı uygulamaya başladılar. Usame Bin Ladin Sudanlıların bura-
da kalmasına tahammül edemediklerini hissedince ülkeyi terk et-
mek için hazırlıklarına başladı. Eski dostları olan bazı Afgan mü-
cahitleri ile telefon görüşmelerinde bulundu. O vakit Kandahar
hariç Afganistan toprakları Mücahit grupların elindeydi. Bu ta-
rihten itibaren artık Bin Ladin'in hayatında Sudan dosyası kapa-
nıp Afganistan dosyası yeniden açılıyordu. Celalabad'ta kendisi-
ne bir yer bulduktan sonra çok gizli bir operasyonla Sudan'ı terk
etme hazırlıklarına başladı. Afganistan'a gelir gelmez Afgan mü-
cahit gruplara birer mesaj göndererek aralarındaki çekişmelere
karışmayacağı noktasında güvence verdi. Hikmetyar liderliğinde-
ki Hizbi Islami güçleri Kabil'e girmeye hazırlanıyorlardı. Taliban
ise o vakit Celalabad'a girmiş değildi ve hiç kimse kısa süre içeri-
sinde Taliban'ın Kabili ele geçireceğini tasavvur bile etmiyordu.


Amerikalılara Karşı Savaş

1996 yılında gerçekleşen ve 19 Amerikan askerinin öldüğü
Suudi Arabistan'daki Hubar patlaması ile El-Kaide lideri hayatın-
daki yeni Afganistan dosyasını açtı. Patlamadan kısa bir süre son-
ra 12 sayfalık " Kafirlerin Arap Yarımadasından Çıkarılması için
Cihat ilanı" başlığını taşıyan bir açıklama yayınladı. Bu Usa-
me'nin Amerikalıları ve Körfez'den ve Islam dünyasından çıkarıl-
ması için ilan ettiği ilk savaş ilanıydı.

Afgan kentleri dökülen son bahar yaprakları gibi bir bir Tali-
ban'ın eline geçiyordu. Usame ve beraberindekilerin yaşadığı Ce-
lalabad'da düştü.


Molla Ömerle İlişkisi
Usame'nin bekleyişi uzun sürmedi. Zira Taliban lideri Molla
Muhammed Ömer kendisiyle görüşmek ve hareketinin himaye-
sinde ilelebet misafir olacağı mesajının iletilmesi için bir heyet
gönderdi. Fakat Taliban heyeti kendisinden enformasyon faali-
yetlerine son vermesini istedi. Zira kendisi kısa bir süre önce A-
merikan CIA ve İngiltere dördüncü kanalıyla söyleşiler yapmıştı.
Usame'nin 1996 yılı sonunda Afgan-Pakistan sınırındaki bazı
gruplarca kaçırılacağına ilişkin bilgiler edindikten hemen sonra
Celalabad'ı terk ettiği ve Taliban'ın kalesi olan Kandahar'a yerleş-
tiği belirtiliyor. Taliban Kabil'i ele geçirince Molla Ömer'le görüş-
me talebinde bulundu. lslam Basın Merkezi raporları görüşmenin
sıcak bir havada gerçekleştiğini ve Molla Ömer'in kendisini misa-
fir olarak gördüklerini ve himaye etmekten şeref duyacaklarını
belirttiği ve Özbek Reşit Dostum güçleriyle savaşta Taliban'ın a-
lacağı stratejiler hakkında kendisine bilgi verdiğini açıklıyor.


Usame Afgan Cihadında Taraf
Usame Molla Ömer'in bu misafirperverliğine karşılık olarak
Afgan grupları arasındaki çekişmelerde bu ana kadar sergilediği
tarafsız tutumunu değiştirdi. Arap savaşçılarından Dostum'la sa-
vaşta Afgan saflarında yer almalarını istedi. Daha da ileriye gide-
rek Taliban'a karşı taraf olduğunu açıklayan Şah Mesud güçleri i-
le savaşın cihat olduğu fetvasını çıkardı. Ladin'i destekleyenlerin
Taliban saflarında yer almasının önemli etkileri oldu. Zira Tali-
ban henüz tam bir savaşa hazır değildi ve şehirleri çatışmalara
girmeksizin ele geçiriyordu. Usame güçleri Taliban'ın Şah Mesud
ve Dostum güçlerine karşı gerçekleştirdiği saldırılarda Taliban'a
destek oldular. Usame ayrıca planlama ve yönetim alanlarında
uzmanlaşmış bazı gençlerden harekete planlama ve yönetim a-
lanlarında yardımcı olmalarını istedi.

1997 yılı sonlarında Usame Bin Ladin çalışmalarına tekrar
başlamayı kararlaştırdı. Öncelikle Taliban ve Pakistan uleması i-
le birlikte Körfez bölgesindeki ''Kafir Güçler'' olarak isimlendir-
diği Amerikalıların bölgeden çıkarılmasını içeren fetvanın çıka-
rılması noktasında başarılı oldu. Kendisi Körfez bölgesinde Ame-
rika'ya karşı ulemayı harekete geçirmeyi ve Afganistan'da kendi-
sine meşru bir yapı kazandırmayı hedefliyordu. Çünkü enfor-
masyon çalışmalarına tekrar başlamayı kararlaştırdı ve Molla Ö-
mer karşısında zayıf bir konumda olmak istemiyordu.

* El-Hayat Gazetesi 4567 - Ekim 2001 Londra

mico_tasarım