* Sudan’ın sorunları ( Dr. Hüseyin Ebu Salih )
     El-Müctema - 2000

Nil Vadisi Kongresi Lideri Dr. Hüseyin Ebu Salih, Sudan’ın sorunlarına ilişkin olarak El,Müctema dergisine çarpıcı açıklamalarda bulundu:

- Demokratik Birlik Partisi'nden ayrılarak Nil vadisi Kongresi Partisini kurmanızın sebebini anlatır mısınız?

- Demokratik Birlik Partisi'ne 1985- 86 yılları arasındaki geçici hükümet döneminde katıldım. Muhammed Osman Mergani bana bir çok kez partisine katılma teklifinde bulundu. Onlarla ilişkilerimin diğerlerine göre daha sıkı olduğunu farkettim ve bu partiye iltihak ettim. Çünkü akrabalarımın bir çoğunun da bu parti içinde yer almış olması gibi bir çok etken bu partiye iştirakime sebep oldu.

Üçüncü demokratikleşme paketi projesine katıldım. Fakat bu proje tecrübesizlik nedeniyle üç yıl içinde başarısızlıkla sonuçlandı. Kurtuluş devriminin yapılması da partim ile benim aramdaki ilişkileri olumsuz etkiledi.

O dönemde emniyet teşkilatı çok sıkı güvenlik önlemleri almasına rağmen Sudan şehirlerinde siyasi karışıklıklar vardı. 1989'da yapılan askeri inkılap döneminde, Demokratik Birlik Partisi devrime karşı ayrılıkçı John Krank'la dayanışma ve anlaşma içinde oldular. Bu benim midemi bulandırdı. Partimin bazı fikirlerinde samimi ve doğru yolda olmadığını anladım ve partiden ayrıldım. Çünkü Krank dış güçlerden başka ne Güney'e ne de Sudan'a hizmet etmiştir. Bunun bilinmesine rağmen onlarla anlaşma içinde olmak ve Sudan devrimine karşı Sudan'ın iyiliğini pek istemeyenlerle dayanışmaya girmek benim inancıma ve fikirlerime ters düşmekteydi.

- Partiniz nasıl bir partidir ve fikir olarak daha çok hangi partiye yakındır?

- Nil Vadisi Kongresi Partisi fikir olarak Mısır'daki Müslüman Kardeşler teşkilatına yakındır ve bölgesel bir oluşumdur. Bilim, teknoloji, mantık güçlerinin rekabet ettiği bir çağda yaşıyoruz. Bunun bilincinde olarak öncelikle bölgenin bu rekabete katılmasını istiyoruz. Nil Vadisinde bir milyon insanınız olsa ve bunlarla çeşitli ticaret alanlarında ortaklıklar kurarak neler yapabileceğinizi hayal edin mesela... İnşaallah biz bunu başaracağız.

- Sudan inkılabı İslam kanunlarını uygulamada başaralı olabildi mi sizce?

- Hiç kimse inkılabı gerçekleştirenlerin İslam kanunlarını başarılı şekilde uyguladığını iddia edemez. İslam kanunlarını kabul ettiğinin ilanı başka bir şeydir, onu uygulamak başka birşey. İslami kültürle yetişmemiş ve bu kültürünün eksik olduğu bir toplumda İslam kanunlarını eksiksiz ve başarılı bir şekilde uygulamak da o kadar kolay değil. Öncelikle toplumun İslam'ı içselleştirmesi ve İslami değerlerin hakim olması gerekir. İslamlaşmamış bir toplumda İslam kanunlarının uygulanması istendiği derecede başarılı olamaz. Bu durumda mecburen halkın seviyesine uygun tedrici kanunlar çıkarmak zorundasınız ve halkın Kur'an ahlakıyla ahlaklanmasına ve Kur'an kültürünü edinmesine öncelik vermelisiniz.

- Yönetimin ve servetin paylaşımında ülkede bir gerginlik yaşanıyor. Bu konu da neler söyleyeceksiniz?

- Sudan halkının çeşitli din, mezhep ve etnik kökenden teşekkül etmesi aslında Sudan için bir güç ve zenginliktir. Sudan yedi bin senelik geçmişe sahip ve bir çok medeniyete beşiklik etmiş bir yerdir. Doğusunda Etyopya, batısında Senegal, kuzeyinde Kızıl deniz, güneyinde Güney Afrika vardır. Sudan'a küçültülmüş Afrika demek mümkündür. Sudan'ın bölünmesi, Afrika'nın bölünmesi, Sudan'ın birlik ve bütünlüğü de Afrika'nın bütünlüğü demektir.

Biz kabilelere değil, kabileciliğe ve getirdiği bölünmeye, gerginliğe, şiddete karşıyız. Dünyada bir çok ülke birleşmeyi konuşurken ve global bütünleşmeyi düşünürken zenginliklerimizin parçalanmasını savunmak akıl kârı değildir.

mico_tasarım