* Ahmed el-Hattab ile.. Kuzey Amerika Müslüman Dernekleri Genel Sekreter Yardımcısı Ahmed el-Hattab ile..
     ALTINOLUK DERGISI INTERNET (c) - 5 Haziran Salı, 2001

“Hristiyanları İftara Davet Ediyoruz”

Altınoluk: Ahmed El-Hattab Kimdir?

Ahmed el-Hattab: Ahmed El-Hattab, Kanada ve Amerika’yı içine alan Kuzey Amerika İslam Derneklerinin (ISNA) Genel Sekreter Yardımcsıdır. Aslen Mısırlı olup 25 yıldır Amerika’da yaşamaktadır.Elektrik Mühendisi olan Hattab evli ve dört çocuk babasıdır.

Altınoluk: Öncelikle Türkiye’ye hoş geldiniz. Ziyaret sebebiniz hakkında bilgi rica edebilir miyiz?

Ahmed el-Hattab: Türkiye’ye sivil toplum örgütleri ile görüş alış verişinde bulunmak üzere geldim. Bu görüşmelerdeki gayemiz, Birleşmiş Milletler nezninde, Güney Afrikada Eylül ayında yapılacak olan bir konferansta ortak bir bildiri hazırlamak. Konferansın ağırlıklı gündem maddesi ırkçılık olacak. Biz de Müslüman sivil toplum örgütleri olarak ortak bir strateji belirleyerek görüşlerimiziN en iyi şekilde ortaya konulmasını sağlamak istiyoruz. Türkiye’de bulunuşumun birinci sebebi bu.

İkinci sebebi ise her yıl düzenlediğimiz konferanslara ve fuara Türk işadamı dostlarımızı davet etmek. Bu konferans çerçevesinde müslüman işadamlarının bir araya geldiği bir platform oluşturmaya çalışıyoruz. Amacımız bütün müslüman işadamlarını bir araya getirerek, aralarında işbirliğine gitmelerini, ortak ticaret ve yatırımlara yönelmelerini ve birbirlerinin tecrübelerinden istifade etmelerini sağlamak. Geçen yıl Türkiye’den yaklaşık 30 işadamının yanı sıra Pakistan, Endonezya, Suudi Arabistan, Singapur’dan birçok işadamı bu konferansta yer aldı. Bu yılki yıllık toplantımızın konusu “Ticaret ve teknoloji ağının inşası ve karşılıklı yardımlaşarak güçlenme” olacak.

Altınoluk: Amerika’da Müslümanların önde gelen sivil toplum örgütlerinden ISNA’nın başında bulunuyorsunuz. ABD’de yaşayan müslümanların genel olarak yaşadıkları problemleri çok iyi gözlemliyorsunuzdur. Nedir Amerikalı müslümanların problemleri?

El-Hattab: Müslümanlar olarak Amerika’daki en büyük problemimiz insanların İslâm konusundaki cehaletleri. İnsanlar İslam’ın gerçek yüzünden habersizler. Bu cehaleti ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Medyanın müslümanları geri kalmış, cahil ve terörist olarak tasvir etmeleri de tabî ki işimizi güçleştiriyor.

İkinci problemimiz de ABD’de yaşayan müslümanların çok değişik kültürlerden ve ülkelerden gelmesi. Çok farklı düşüncelere ve dünya görüşlerine sahip olmaları bir zenginlik ifade ermekle birlikte zaman zaman fikir ayrılıklarına sebep olmakta ve etnik farklılıklar gücümüzü bölmektedir...

Bir diğer problem de Amerikan hayat tarzıdır. Müslümanlar içinde bulundukları toplumun bazı İslam dışı hareket ve davranışlarından ister istemez etkilenmekteler. Amerikan topmumundaki aile bağlarının zayıf olması, suç oranının yüksek olması, uyuşturucu madde kullanımının yüksek olması ve bunun sonucunda yeni nesillerin kimlik bunalımına düşmesi Müslümanları da etkilemekte.

Amerikan eğitim sisteminin inanan insandan çok inançsız veya şüpheci insan üretmesi, ahlaki değer namına hiç bir şeyin verilmemesi genç nesilleri olumsuz yönde etkilemekte. Bu sebeple ISNA olarak çocuklarımızı kendi okullarımızda yetiştirmeye çalışıyoruz.

Altınoluk: Bu alanda hangi noktada bulunuyorsunuz? İSNA olarak eğitime açtığınız okullar var mı?

El-Hattab: Son on beş yıldır ISNA olarak islâmî okullar açmayı en büyük hedef haline getirdik. Yaklaşık 15 yıl önce Şikago ve Toronto da iki islâmî okul açtık ve bu okulların yenilerine örnek teşkil etmesine gayret ettik. Bugün Allah’a hamd olsun 500 civarında, tamgün eğitim veren okula kavuştuk. Bu okulların üçte biri bizim yönetimimiz altında bulunuyor.

Altınoluk: Bu okulların programlarını veya kılık kıyafet kurallarını belirlemede devletin bir baskısı oluyor mur?

El-Hattab: Amerika’da yaşamak demek özgür bir toplumda yaşamak demektir. İfade özgürlüğü, eğitim ve düşünce özgürlüğü bunların en başında gelir. Bazen ferdi olarak ayırımcılıkla karşılaşmakta isek te devlet seviyesinde ve organize olarak bize karşı ayrımcılık yapılmamaktadır. Dolayısıyla kılık kıyafet de dahil olmak üzere okullarımız her tür özgürlüğe sahiptir. Kızlarımız dışarıda olduğu gibi okulda da baş örtüsü ile derslere devam edebilmektedir. Ne var ki bu okulların finansmanı konusunda devletin bir yardımı olmamaktadır. Yalnız Kanada bu tür okulların finansmanını yapmaktadır.

Altınoluk: Türkiye’de baş örtüsünün yasak olması konusunda ne düşünüyorsunuz?

El-Hattab: Tabî ki bu konuda üzgünüz. Başörtüsü bizim açımızdan öncelikle bir insan hakları meselesidir. İkinci olarak Türkiye bir İslâm ülkesi olup bu yasak doğru değildir.

Altınoluk: Amerikalı müslümanlara karşı mesuliyetleriniz nelerdir?

El-Hattab: Birinci sorumluluğumuz hiçbir ayırımcılığa maruz kalmadan müslümanların dinlerini yaşayabilmeleridir.

Bu sahada yaptığımız çalışmaların meyvalarını da almaya başladık elhamdulillah. Yaklaşık iki yıl önce Başkan Clinton verdiği bir beyanatla “işyerlerinde çalışan kadın erkek herkesin istedikleri dini kitabı masalarında bulundurabileceğini, dini inançlarını açıklayabileceğini, başörtösü, yahudi şapkası ve hıristiyan haçı gibi her tür dini kıyafetin serbest olduğunu, ayrıca iş esnasında birkaç dakika ara vererek ibadet etmenin serbest olduğunu” belirtmiştir. Ve “bu sebeplerle kimsenin amirleri tarafından takibat uğratılamayacağını” açıkça ifade etmiştir. İş esnasında ibadet etmek lafzı daha ziyade müslüman çalışanlarına yöneliktir. Zira daha çok müslümanlar namaz kılmak için böyle bir ihtiyaç içindedirler.

İkinci olarak mesuliyetimiz islâmî okullarımız için öğretmen yetiştirilmesine yardımcı olmak ve bu okullarda okunacak ders program ve kitaplarını hazırlamaktır. İslâmî ilimlerin öğretilmesi yanında başka bir hedefimiz de fen ilimlerini İslâmî bir bakış açısından işleyebilecek yöntemler ve aletler geliştirmektir.

Altınoluk: Bush yönetimi dini kuruluşlara finansman sağlayacağını ilân etti. Sizin de devletin sağladığı bu imkanlardan faydalanma imkanınız olacak mı?

El-Hattab: Şu ana kadar böyle bir yardım almadık ancak bu yardımı alabilmek için bazı şartların yerine getirilmesi gerekiyor. Biz üyelerimizi bu konuda eğitiyoruz. Yardıma başvurabilmek için belgelerimizin tam olması ve ayrıca yaptığınız çalışmaların yardıma değer bulunması gerekmektedir.

Altınoluk: Okullarınızın devlet okullarına kıyasla kalitesi nedir ve bu okullara taleb yüksek midir?

El-Hattab: Okullarımızın başarı seviyesi devlet okullarına göre çok yüksek olduğu inkar edilemez bir gerçek durumundadır. Okullarımıza olan rağbet bunun en açık göstergesidir.

Bizim misyonumuz topluma iyi insan modeli sunmaktır, bunda da başarılı olmaktayız. Meselâ bir gün mescidde bir Amerikalı hanım bizim okulların birinde öğrenci olan kızını ve bir yakınını alarak bizi ziyarete geldi. Bu hanım müslüman olmadığı halde kızını bizim okullarımızdan birine verdiğini, kızında olumlu değişiklikler gördükten sonra bu kararında son derece isabetli davrandığını belirtmişti. Kızının artık kendisine daha nazik davrandığını, yemeklerine dua ile başladığını, büyüklerine saygıda kusur etmediğini belirterek memnuniyetini ifade etti... Nihayetinde tüm bunların islâmî terbiyenin bir gereği olduğunu öğrenince hep beraber İslam’ı kabul ettiler.

Altınoluk: Modern hayat tarzı aynı zamanda hıristiyanlığı da tehdit etmektedir. Sizin onlarla da işbirliği yaptığınız oluyor mu?

El-Hattab: İslâmî değerleri tebliğ etmenin yanında bizim başka bir amacımız da diğer dini kurumlarla ortak amaçlarımız yönünde işbirliğine gitmektir. Her yıl düzenlediğimiz toplantılarımıza değişik dinlere mensup kimselerden temsilcileri de davet etmekteyiz. Bu toplantılarda onlara hem İslam hakkında oluşan yanlış fikirleri düzeltme konusunda yardımcı oluyoruz, hem de boşanma, uyuşturucu kullanma gibi toplumsal hastalıklara karşı beraber mücadele etme konusunda işbirliği yapıyoruz.

Ramazan ayı Hıristiyan komşu ve arkadaşlarımızla beraber olmak için ayrı bir vesile olmakta. Kendilerini camilere iftara çağırırız. Oruç hakkında bilgi verir daha sonra ezanla hep beraber iftar yaparız. Bu davetlere katılanlarla yaptığımız anketlerde yüzde doksanının İslam hakkındaki düşüncelerinin müsbet şekilde değiştiği neticesi çıkmış ve bundan sonra böyle bir davete de severek katılacaklarını açıklamışlardır. İşte biz bu tür sosyal faaliyetlerle güzel dinimizin değerlerini Amerikan halkına sevdirmek istiyoruz.

Altınoluk: Modern hayatın getirdiği tehlikeler karşısında siz müslümanlara sosyalleşmeyi mi yoksa gayri müslimlerden uzak durmalarını mı tavsiye ediyorsunuz?

El-Hattab: Amerika’da islâmî tebliğ hareketinin iki dönemi var, birinci dönemde Amerika’daki müslümanlar göçmen olup bilgi görgü ve dil seviyeleri düşüktü. 60’lı yıllarda sloganımız “kendimizi koruyalım” sözüydü. Ancak bugün müslümanlar hem eğitim seviyesi hem de sosyal statüleri itibari ile artık yeterince güçlüler, şu anda kendimizi sadece göçmen olarak değil bu ülkenin bir parçası olarak hissediyoruz. İslam da evrensel bir din olunca artık topluma açılmak ve dinimizi tebliğ etmek için bir engel kalmadı diye düşünüyoruz. Bu sebeple üyelerimize toplumsal faaliyetlere katılmalarını, ve kendilerini topluma kabul ettirmelerini tavsiye ediyoruz. İlk dönem müslümanlar için Amerika ikinci sırada gelmekteydi onlar için önemli olan ülke geldikleri anavatandı. Halbuki bugünki yeni nesil Amerikalı müslümanlar için Amerika atalarının anavatanından daha önemlidir.

Altınoluk: Amerika’da İslam’ın yayılması konusunda bir tesbitiniz var mı?

El-Hattab: Allah’a hamd olsun ki bugün İslamiyet Amerika’da en hızla gelişen dindir. Son on beş yıl içerisinde sadece Amerikan hapishanelerinde müslüman olan mahkumların sayısı 300 binden fazladır. Amerikan yönetimi müslüman olan mahkumların hayatlarındaki son derece müspet değişiklikleri görünce iki yüz kadar imamın maaşlarını da bizzat ödeyerek hapishanelerde İslam’ı öğretmeleri için görevlendirmiştir.

Altınoluk: Kimi medya organlarında Budizmin ABD’de hızla yayıldığı iddia edilmekte.

El-Hattab: İslam’ın Amerika’da en hızla büyüyen din olduğu konusunda hiç şüpheniz olmasın. Bu hakikati Clinton bile bize gönderdiği bir mesajda ifade etmiştir. Şu anda Amerikan ordusunda en az yirmi bin müslüman asker vardır. Körfez savaşında yedi bin civarında asker İslâm’ı kabul etmiştir.

Altınoluk: Tasavvuf konusunda ne düşünüyorsunuz?

El-Hattab: Tasavvuf, bir müslümanı en yüksek manevi makamlara ulaştıran bir yoldur. İnsanları materyalizmin pençesinden kurtaran en önemli müessesedir. Tasavvuf erbabı olmak çevreye karşı duyarlı ve nazik olmak demektir, Allah’ı sevmek ve O’ndan korkmak demektir. İslam’ın manevi boyutu olan tasavvuf Batının manevi açlığına cevap vermektedir.

Altınoluk: Amerikalı müslümanlar kendilerini hıristiyan bir ülkede yaşayan bir azınlık gibi mi yoksa bu ülkenin temel unsurlarından olan bir grup gibi mi hissetmektedirler?

El-Hattab: Şüphesiz bazı insanlar hâlâ anavatanlarının hayalleri ile yaşamakta ve kendilerini Amerika’ya ait olarak görmemektedirler. Ancak bu azınlık bir grup olup büyük çoğunluk artık kendilerini Amerikan toplumunun bir parçası olarak görmekteler. Kendilerini Amerika’da daha güvende hissetmektedirler. Evet burada yaşamanın bazı dezavantajları vardır, yaygın olan kültür İslam kültürü değildir fakat dinimizi yaşamak için gerekli hürriyetler birçok İslam ülkesinden de daha fazladır.

Altınoluk: Amerika’da kilise çanlarının çalındığı gibi müslümanlarda açıktan ezan okuyabiliyorlar mı?

El-Hattab: Michigan’daki Dearborn kasabasında olduğu gibi nüfusu çoğunlukla müslüman olan kasabalarda bu mümkün. Fakat genelde müslümanlar çoğunluk oluşturamadıkları için birçok camide ezan sadece içeride okunuyor...

Altınoluk: Amerikan müslümanlarına yönelik bir dernek olarak ISNA dışarıdaki mülümanlarla da ilgileniyor mu?

El-Hattab: Amerikalı müslümanlar olarak dünyanın her tarafındaki müslümanların dertleri ile dertlenmekte ve onlara yardımcı olabilmek için elimizdeki her türlü imkanı kullanmaya gayret etmekteyiz.. Yıllık genel toplantımızda dünya müslümanlarının dertleri ile alakalı görüş ve temennilerimizi her zaman deklare etmekte ve olumsuz gelişmelere engel olmaya çalışıyoruz. Orta Doğu’ya gitmeden önce bazı kereler Albright bizimle görüşmüş ve İslam âlemindeki problemlerle alakalı olarak bizim görüşlerimizi dinlemiştir. Biz sadece Müslümaların dertleri ile değil zulme uğrayan herkesin dertleri ile ilgilenme gayreti içerisindeyiz. Müslüman olsun olmasın bütün insanların dertleri ile ilgilenmeyi vazifemiz olarak görüyoruz.

Altınoluk: Üyelerinize İslam kültürünü daha yakından tanıtmak için diğer İslam ülkelerine seyahatler düzenliyor musunuz?

El-Hattab: Umre ve hac ziyaretlerimiz dışında geçenlerde İspanya’ya “köklere dönüş” adı altında bir seyahat düzenledik. Arapça eğitim çalışmalarımız çerçevesinde bu yaz öğrencilerimizi Mısır’a götürmeyi düşünüyoruz. Mümkün olursa İstanbul’u bu tura dahil edebiliriz.

Altınoluk: Son olarak dergimize özel bir mesajınız var mı?

El-Hattab: Türkiye’deki ve bütün dünyadaki müslümanlar şunu bilmeli ki biz bu ümmetin bir parçasıyız. Bizim sahip olduğumuz her türlü imkan bu ümmetin imkanı demektir. Her zaman sevinçlerimizi, ümidlerimizi ve imkanlarımızı kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız.

Son olarak Türkiye’de bulunmaktan son derece memnun olduğumu belirtmek isterim. Burada kendimi vatanımda ve evimde gibi rahat hissettim. Türkiye’de İslamiyet’in her geçen gün daha da güçlenmekte olduğunu görmekten ayrıca memnun oldum. Umuyorum ki Türkiye yakın zaman içerisinde İslam ülkeleri arasında önemli vazifeler ifa edecektir.
.

mico_tasarım