* Basayev mezardan konuşuyor
    Aleksandr Podrabinek   - 15.05.2002 - Ajans Kafkas
Ş.Basayev
Rusya Genelkurmay Başkanı Anatoliy Kvaşnin tarafından bir süre önce öldüğü açıklanan ünlü Çeçen komutan Şamil Basayev, açıklamalarıyla yeniden gündemde.

Basayev, 15 Mayıs'ta Prima News'in direktörü Aleksandr Podrabinek'in sorularını cevaplandırdı. 18 aydan beri basına demeç vermediğini ancak insan haklarını koruma gayreti nedeniyle Prima News'e bir istisna yapmak istediğini belirten Basayev, meşhur Grozni savunması ve şu anki savaşın gidişatı hakkında bilgiler verdi.

Rusya Genelkurmay Başkanı Kvaşnin öldüğünüzü dair haber verdi. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Benim küçük bir taşınabilir televizyonum var. Onu izlerken duydum. Ayrıca General Troşev'in ölümümden haber vermesini de duydum. Onun yüzünde sır dolu bir ifade vardı. 'Biraz bekleyin size kanıtları sunacağız' diyordu. Ben bu noktada bir şey söylemek istiyorum: Burada memnun ettirme gayreti, yönetimin gözüne girme isteği var.

Savunma Bakan İvanov'un Hattab'ın ölümünü nasıl haber verdiğini hatırlıyor musunuz? Normal mantığa göre bunu bildiren kişi FSB Başkanı Patruşev olmalıydı. Her halde Kvaşnin, İvanov'un şöhretini kıskandı ve gündemde kalmak için onun yolunu seçti. Benim öldürülmem hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bugün ben ya da başka biri ölecek, ama bundan dolayı mücadele durmayacak. Hattab'ın ölümü buna örnektir. Onlar açık çatışmada ona bir şey yapamadılar ve aşağılık bir yöntemle zehirli mektup göndererek zehirlediler. Allah'ın lütfüyle biz o adamları bulduk. Bir tanesini infaz ettik, ikincisini arıyoruz, bulacağız ve cezalandıracağız.

Bugün problemin kaynağı ne benim ne de mücahitlerdir. Bugünkü problem insanların bu dünyaya olan bakışlarındadır; yaşamlarına ve özgürlüklerine olan bakışlarında. Biz özgürlük yolunu seçtik. Özgürlüğümüz için, yaşam tarzımızı korumak ve kimseyi rahatsız etmeden yaşama hakkımızı korumak için ayağa kalktık.

Allah'ın lütfuyla biz er yada geç bunu elde edeceğiz. Bu yüzden Kvaşnin'in sözleri burada hafif gülümseme ve biraz da alayla karşılanıyor, başka bir şey değil. Eğer Rus ordusu bu kadar aptal ve aşağılık bir yönetimine sahipse, o zaman bana sadece devasa zenginliğini ve insan kaynaklarını harcayan Rusya'ya üzülmek düşer. Ama en önemlisi; burada mayın savaşında sakat kalan binlerce insan evine götürülüyor. Ama gerçek şu ki Ruslar hiçbir zaman kendi kurbanlarını ve cesetlerini saymıyor bile, çünkü halkı ve onun refahını düşünen gerçek temsilciler hiçbir zaman iktidarda yer almadı. Rusya hiçbir zaman toprak ihtiyacından yada her hangi bir kaynak sıkıntısından dolayı savaş yapmadı. Rusya, her zaman işgal amaçlı savaştı. Bu konuda Kur'an'da "Eğer doğru yoldan saparsanız, aranızdan en kötülerini seçer ve onların elleriyle sizi cezalandırırım" deniliyor. Bugün biz Rus işgalcileri Allah'ın verdiği bir ceza olarak görüyoruz, başka bir şey değil.

Savaşın başlangıcı ile kıyaslandığında şimdi savaşmak daha mı zor?

Çok kısa cevap verebilirim:Grozni savunmasını saymazsak çok daha kolay. O savaş çok ağırdı, çünkü orada çok büyük bir kuvvet ve silah kullanıldı. Size bir örnek vereyim. Bildiğiniz gibi Grozni'de İçişleri'nden tümgeneral yada korgeneral, tam olarak hatırlamıyorum, Malofeyev soyadlı general öldürüldü ve cesedi Staropromıslovskiy bölgesinde elimize geçti. Orada askerler harekete geçmiyordu, yani o askerlerini moral vererek galeyana getirmek istedi. Evlerden birine girdiğinde de bizimkiler onu öldürdü. Yanındaki dokümanlarla elimize geçti. Bu dokümanlarda hesap gibi bir şey vardı onu size örnek olarak vermek istedim. O Kuzey-Batı Cephesi komutanının yardımcısı idi. Askerler Grozni'ye dört koldan saldırıyordu. Sadece 15 Ocak'ta yani bir günde üzerimize tek bir yönden grad (toptan raket atma sistemi)'dan 2870 kere ateş edildi. 2700'in üzerinde top ateşi, 2860 SAU ve ağır silah ateşi, sonra 45 BMP, 300 uçak bombası ve 50 'skad' roketi atıldı. Bunları ben hatırlıyorum, Malofeyev'in ajandasından okumuştuk. İşte bu sadece bir günün bilançosuydu ve tek bir yönden yapılanlardı. Grozni'ye dört yandan saldırdılar. O gün aramızda 31 kişi hayatını kaybetti ve 67-68 kişi yaralandı. Bu en ağır kaybımızın olduğu gündü. Gerçekten Şubat ve Mart ayları bizim için zor geçti, cephe savaşından gerilla savaşına geçiyorduk. Daha önemlisi az bir toprak parçası üzerinde çok sayıda kişi vardı, bu çok zordu. Özellikle iki kuşatmayı aşıp binlerce kişiyle düzlüğe indik. O zaman birçok savaşçıyı köylere gönderdik; bazı üslerin ve gerilla savaşına zemin hazırlanması için. Bugün savaş, nasıl söylesem, kendiliğinden devam ediyor. Burada ne benden, ne de başka yöneticilerden pek bir şey istenmiyor. Çünkü mücahitler ne yapması gerektiğini biliyor. Hepsi artık savaşmayı biliyor. Her hangi bir maddeden mayın yapmasını biliyorlar, yerleştirilmesini de. Yani insanlar savaşmayı öğrendiler. Ve seçtiğimiz taktik arıların taktiğidir, yani atalarımızın taktiği. Ki, sonsuz ve bitmeyen küçük darbelerle düşmanımızı devre dışı bırakıyoruz. Bir yandan bu taktik amacına ulaşıyor, diğer yandan da bizim kayıplarımız az oluyor. Üstelik bunun maddi maliyeti de az. Ama bunun yanında bu taktik özellikle sivil halkımızı olumsuz etkiliyor, çünkü bizimle başedemeyen ve bizi yakalayamayan işgalciler, sivil halka karşı tenkil operasyonu düzenliyor. Ama bu yapılanlar bizim saflarımızı dolduruyor. Birçok insan için bu sonsuz bir savaş gibi görünüyor: Ruslar bizimle baş edemiyor, biz de Ruslar'la...Bu sadece dış görünüştür, çünkü biz uzun vadeli bir taktik seçtik, ama amaç kesin olarak kazanmaktır. Bunun için onlarca yıl gerekecek ve biz buna hazırız. Ve bu yüzden size tekrar söylüyorum: Şu an eskisine nazaran savaşmak çok kolay, çünkü her şey yerine oturdu ve (organizasyonla ilgili) önemli bir değişiklik yapmak gerekmiyor.



"Rusya vatandaşlarının bu savaşta ne kazandığına dair bir örnek vermek istiyorum. Rus asker takımı Çeçenistan'da öyle bir nesil yetiştiriyor ki, onlar için savaştan, cihattan başka bir hayat yok. Bu nesil her an kendilerini ve tüm Rusya'yı yok etmeye hazır. Onların tek amacı Rusya'ya verebildikleri kadar zarar vermek; her şey fırsata ve imkana bağlı. İnanın ki, bugün ne benim ne Mashadov'un ne de başka kimsenin kontrol etmediği çok sayıda yeni askeri gruplar doğuyor. Onlar bugün kendi başlarına istediklerini yapıyorlar. Bu savaş insanları acımasızlaştırdı."

Uluslararası kamuoyunun Rusya'nın Çeçenistan politikasında etkili olabileceğini düşünüyor musunuz?

Kamuoyu her zaman politikayı etkileyebilir hatta tiranları bile. Ancak öyle bir durum ortaya çıktı ki Batı yönetimi ve özellikle Amerika, tüm dünyayı terörizmle korkutuyor. Çok elverişli bir terim buldular: Uluslararası terörizm. Bunun içine hiçbir delile ihtiyaç duymaksızın herhangi bir insanı ya da devleti koyabiliyorlar. Bugün tüm dünya hipnoz edilmiş sanki, dipsiz bir kuyuya doğru sürükleniyorlar. Mesela 9 Mayıs'taki Kaspiysk'teki patlamayı ele alalım. Hemen tüm dünyaya hiçbir delil sunmaksızın bunun Rabbani Halilov'un işi olduğu duyurulmaya çalışıldı. Bir iki gün sonra televizyonda kendi oğlundan vazgeçen ve bulduğu takdirde onu yakacağını söyleyen bir babayı gösterdiler. Ben dinliyorum, televizyondan izliyorum ve düşünüyorum: Nerede kaldı şu meşhur "yargılamada suçsuzluk esastır" prensibi? Hani her ferdin savunma hakkı vardı? Kimse sormuyor. Ben ise onun bunu yapmadığını biliyorum. En vahimi Halilov'un bunu yapmadığını söyleyebileceği bir olanağı da yok. Kaldı ki "ben suçsuzum" dese de bunun ona bir faydası olmayacak. Çünkü Dağıstan'ın güvenlik organları ve yönetimi, beceriksizlik ve iş bilmezliklerinin faturasını Halilov'a çıkarıp kendilerini aklayacaklar. Bu nedenle hemen doğrudan bütün suçu onun üzerine yıkıyorlar. Güya onlar daha önceden de bu patlamanın olacağını biliyorlarmış falan...Ama bu durumda yeni sorular akla geliyor. Bu yüzden, bu tür durumlarda kamuoyu, çok şey demektir. Ve kamuoyu, insanları o dipsiz kuyuya kaymaktan kurtarabilirdi. Özellikle üçüncü dünya savaşa doğru kaymaktan kurtulabilirdi.

Dünya sessizce bu savaşa doğru sürükleniyor. Bir gün bu dünya haksızlıktan, kaostan dolayı patlayacak, er ya da geç bir yerde kıvılcım ateşlenecek ve büyük savaş başlayacak. Eğer kendi yöneticilerini fazla dinlemez ve onların ajitasyonlarından etkilenmezlerse dünya kamuoyu bunu yapabilir. Bu nedenle kamuoyu hala bir şeyler yapabilir, ama büyük ihtimalde bir şeyler yapılmayacak. Bugün, batı "terörizm" nedeniyle korku içerisinde. Bu nedenle çok hızlı bir şekilde Rusya ile 'dostluk' kurmak istiyorlar, çünkü batının savaşta ileri sürecek askere ihtiyacı var.

Çeçen direnişi gerilla taktiğinden kendi topraklarında mevzi savaşı vermeye geçecek mi?

Allah'ın lütfuyla biz ona hazırlanıyoruz. Biz geçen sene hatta ondan önceki sene de büyük bir atağa geçecektik. Bunun olmamasının bazı nedenleri var. Ben ayrıntı vermek istemiyorum ama planlarımız var. En önemlisi her şeyin kendi olgunlaşma süreci var. Bugün yeterince insan kaynağımız ve savaş malzememiz var, ama yine de silah ve ağır silah açısından yetersiziz. Allah'a şükür, yavaş yavaş onları da temin ediyoruz ve depoluyoruz. Büyük saldırıya hazırlanıyoruz. Bugün Rus tarafı bizimle büyük bir çatışmaya girip bizi harcamak istiyor, çünkü böyle bir dönemde cephe savaşına girmek Ruslar'ın yararınadır, bizim değil. Biz cephe savaşından fayda umduğumuz an endişe etmeyin, açığa çıkacağız ve Çeçenistan'ı kontrol etmeye başlayacağız. Bizim için bugün de bunu yapmak çok büyük bir problem değil. Ama biz görüyoruz ki, bunun zaman henüz gelmedi ve seçtiğimiz taktik bizim için daha uygun daha tatmin edeci. Lakin çabuk bitirmek isteyenler çok var, ama her şeyin kendi zamanı var.

Rusya vatandaşlarına ne söylemek isterdiniz?

Gerçeği söylemek gerekirse onlara bir şey demek istemem. Çünkü kölelere konuşmak faydasızdır. Köle tabiatı gereği hiçbir şeye karar veremiyor. Sana hatta kendisine karşı (bir nedenle üzülüyor olsa da) sahibinin emirlerini uygulayacaktır. Ben ise tüm Rus nüfusunun köle ruhlu olduğunu sanıyorum ve Rusya vatandaşlarına üzülüyorum. Televizyonda "sivil toplum" ve "barış zamanıdır" diye konuşmalar yapılırken ben Rusya vatandaşlarına bir şey söylemek istiyorum: Savaş hepinizin evine girecek, şu an barış zamanı olduğunu sanmayın, çünkü Rusya bizimle savaşıyor. Bu demektir ki tüm Rusya bizimle savaş halindedir ve bizim gözümüzde sivil halk olduğunuzu düşünmeyin. Bizim gözümüzde siz silahsız askersiniz, ama sivil halk değil. Çünkü Çeçen halkının soykırımını destekleyenler sivil halk olamaz.

Bize karşı askerlerin sözle bile desteklenmesi sivilleri düşmana çevirir. Onlar sadece silahsız düşman, başka bir şey değil. Birçoğu bu mesele üzerinde düşünmüyor ve onlara göre Çeçenler bir yerlerde savaşan teröristtir, üstelik uluslararasıdır, dolar ve benzer başka şeyler için savaşıyorlar, ama ne olursa olsun özgürlükleri ve dünyada yaşama hakkı için değil.

Ben bir şey söyleyeceğim; Eğer burada dolar ya da başka bir şey için savaşılsaydı, o zaman saflarımızda Rus paralı askerler, Kvaşninler, Troşevler olurdu. Bize hizmet edenlerin en başında onlar gelirdi. Biz özgürlüğümüz için savaşıyoruz, bağımsızlığımız ve inancımız için. Allah'a hamdolsun, değeri ne olursa da biz zafere gideceğiz.

İlk başkanımız Cahar Dudayev derdi ki "Boğulmak üzere olanı yine ancak kendisi kurtarabilir". Çeçen direnişi Rusya vatandaşlarını da ilgilendiriyor, çünkü Rusya bugün batıyor. Kendi yanlışlıklarının bataklığında boğuluyor. Gerçekte Rusya şu an devlet olarak dağılıyor ve Rusya'nın demagoji yönetiminin toprak bütünlüğünden bahsetmesi burada bize gülünç geliyor. Çünkü 15 bin kilometrekarelik toprak parçasında Rusya ikinci kez kendine ve bize insan kaybı verdirerek savaş yapıyor. Bunu yanında, ta birinci savaşta Rusya, Çin'e boş yere 150 bin kilometrekare toprak verdi, yani Çeçenistan'ın 10 katı büyüklüğünde bir toprak parçasını. Ve şimdi de ihtilaflı sınır bölgelerinde toprak veriyor. Hayır, bu savaş halkımıza karşı yapılıyor, sözde Rusya'nın toprak bütünlüğünü sağlamak için değil. Eğer Rusya yönetimi toprak bütünlüğünü düşünseydi, burada her gün onlarca ölen askerlerini ve harcanan kaynakları sınır bölgelerine gönderirdi.

Rusya yönetiminin bugünkü politikasında kendi vatanını koruma endişesinin görüntüsü bile yok. Sadece büyük oyun var. Ama bunlar sizin probleminiz, bunları çözmek bize düşmez.

Rusya vatandaşlarının bu savaşta ne kazandığına dair bir örnek vermek istiyorum. Rus asker takımı Çeçenistan'da öyle bir nesil yetiştiriyor ki, onlar için savaştan, cihattan başka bir hayat yok. Bu nesil her an kendilerini ve tüm Rusya'yı yok etmeye hazır. Onların tek amacı Rusya'ya verebildikleri kadar zarar vermek; her şey fırsata ve imkana bağlı. İnanın ki, bugün ne benim ne Mashadov'un ne de başka kimsenin kontrol etmediği çok sayıda yeni askeri gruplar doğuyor. Onlar bugün kendi başlarına istediklerini yapıyorlar. Bu savaş insanları acımasızlaştırdı.

"Bir kişiden ordu olmaz" diye bir Rus atasözü var. Ama bu eskidendi. Bugün ilerleyen çağda bir kişi bazen bir ordu demek. Bu insanlar belli bir zaman sonra harekete geçecek. Rus asker takımının sivil halka karşı bu kadar barbar ve acımasızlığı er ya da geç bu türden karşılıklar bulacak. Biz Newton'un üçüncü kuralını unutmamalıyız: Etki tepkiyi doğurur.

Kendi problemlerimizi Allah'ın lütfüyle çözeceğiz ve zafere ulaşacağız. Uzun dönem güç ve kayıplar gerektirse de biz buna hazırız.Biz bu direniş üzerinde büyüdük, er ya da geç zafere ulaşacağız. En azından yarın çocuklarımızın savaşması gerekmeyecek.
Ajans Kafkas

mico_tasarım