Cengiz Numanoğlu


ÖLÜYE MEKTUP

Minareden bir selâ, yükselince kuşlukta;
Hazırlandı teneşir, camideki taşlıkta.
Neler söylendi neler, gıyabında bir bilsen;
İkindiye kadar ki, bir kaç saat boşlukta...

Sağlığında can ciğer bildiğin o dostların;
Toplandılar önünde, evdeki minik barın
İçiyordu hepsi de , belli ki üzüntüden,
Hepsinden de üzgündü, otuzbeş yıllık karın..

İlk dubleler bitince, dağıldı kasvet biraz,
Menüye dahil oldu, yeşil erik ve kiraz
Biri kadeh kaldırdı, şerefine ruhunun;
Hiç kimseden gelmedi, bu teklife itiraz..

Kadehler, birbirini izledikçe peşpeşe;
Çehreleri kapladı, sanki gizli bir neşe.
Ne kadar da severmiş, seni meğer dostların;
Bir saatte boşaldı, inan ki üç beş şişe..

Gerçi sen öldün amma anıların diriydi,
Çapkınlığın..en renkli konulardan biriydi.
Bir puan daha aldın, cinsiyetin yüzünden;
Çünkü bu türlü işler, erkeğin el kiriydi..

Bu sohbet potasında, kaynadıkça taştılar
Hep si de temiz kalpli, hepsi de çağdaştılar.
Seni gömdükten sonra, hani o çok sevdiğin;
Balık lokantasında yemekte anlaştılar..

Derken..ikindi vakti, duyuldu ezan sesi;
Hiç kimsenin camiye gelmiyordu giresi.
Cenazeyi bekledi, bikaçı kılmak için;
Ne rükû vardı çünkü, ne de onun secdesi..

Biraz sonra mezarlık, alkışlarla inledi,
Alkışlar isyan dolu, kalpleri perçinledi.
Bu görkemli törenin, bu çağdaş korosunu
Münker Nekir isimli, melekler de dinledi..

Dostlaın ağlamaklı, pozlar verdi basına,
Birkaç kürek toprakla, katıldılar yasına
Lâkin Kur'an başlarken, duyunca Besmeleyi;
Mezarlığı terketti, hepsi koşarcasına..

Bir rahatlık hissetti, eve dönüşte karın;
Haftalık programda, konken günüydü yarın.
Yaşamıştı dünyanın, nice zevkini ama,
Bir başka tadı vardı, bir başka şu kumarın..

Yaşına rağmen hâlâ, dikkat çeken bir tipti,
Hâlâ..yürek hoplatan, bir vücuda sahipti.
ve bundan böyle artık, bütün güzel dullara
sosyete pazarında, korkulu bir rakipti..

Hayat yeni başlıyor, diye düşündü birden;
ne senden eser kaldı ne yattığın kabirden.
vız gelirdi, şu ahlak masalları toplumun
kurtulmuştu nihayet baskılardan cebirden..

İlk önce silmeliydi, hafızadan cismini
indirdi duvardaki, yağlıboya resmini.
arkasından çıkardı, mektupluk ve zildeki;
sarı pirinç üstüne, yazdırdığın ismini..

Ertesi gün dostların akıl verdi eşine;
çoluk çocuk düştüler, mirasının peşine,
ne kadar sevinirdin, öldüğüne kim bilir;
görseydin yaptığını, kardeşin kardeşine..

Üç gün sonra kutlandı, baldızının yaş günü,
haftasına kalmadı, küçük kızın düğünü.
yani sözün kısası, sen gittiğinle kaldın,
hiç kimse fark etmedi, inan ki öldüğünü..

Bu mektuptan pek hoşnut, kalmadın biliyorum,
daha neler yazmıştım,. Vazgeçtim siliyorum.
bu dünyada hesabın, iyi kötü bağlandı;
sana öte dünyada, kolaylık diliyorum

CENGİZ NUMANOĞLU