HATUN

Musa CARULLAH

KİTABİYAT İSTANBUL, 2002

     Musa Carullah Bigiyef'in üçüncü baskısını sunduğumuz ve "Kur'an Işığında Kadın" diye çevirebileceğimiz Kur'ân-ı Kerîm Ayet-i Kerîmelerinin Nûrları Huzurunda Hâtûn adlı eseri, aslında oldukça önemli bir tarihî arka planı olan bir eserdir. Zira bu eser, yazarın 1916 yılında Kazan Türkleri Kongresi'ne sunduğu, kadın haklarına dair kapsamlı bir raporun kitaplaşmış hâlidir. Aynı rapor,1917 yılında da Moskova'da düzenlenen Birinci Umûmî Rusya Müslüman ları Kongresi'ne sunulmuş ve büyük tartışmalara yol açmıştır. Bilhassa geleneksel düşünceyi savunan Türkistan heyetinden büyük tepki ler almıştır. Neticede meşhur siyaset adamı Ayaz İshâkî'nin başkanlığın daki 8. Oturumda 10 madde hâline getirilen bu rapor, oy çokluğuyla ka bul edilir. Meşhur bilgin Âlimcan Barûdî'nin müftü seçildiği bu kong rede, İslam tarihinde bir ilk yaşan mıştır; Şeriat Mahkemesi'ne kadı olmak için üç kadın müracaat etmiş ve bunlardan Muhlise Bubi adlı bir hanımefendi 280 red oya karşı 308 oyla kadılığa seçilmiştir. İşte Musa Carullah'm Hatun adlı eseri, onun bu kongrede sunduğu ra porların daha sonra kitaplaştırdığı ve sürgünde iken 1933 yılında Ber lin'de bastırdığı hâlidir. Hatun, İslam açısmdan kadın ile il gili sorunları bir bütünlük içinde ele alan akademik bir çalışma değildir. Ancak, yazıldıktan yaklaşık bir asır sonra hâlâ tartışmakla ve konuş makla tüketemediğimiz `kadın'la il gili her mesele hakkında bugün vardığımız seviyeden pek geri kalmayan çarpıcı görüşler ihtiva et mektedir. Kitabın özelliği, satırara larında, Kur'an'da kadına dair ayet leri hangi yöntemle ele almamız gerektiğine dair metodolojik ipuçları verilmiş olmasıdır. Musa Carullah bazı konularda Kur'an'ın tedricilik prensibinin nüzûl süreci ile sınırlı olmadığını söylemiştir. Ona göre Kur'anı Kerim, kadın konusunda getirdiği hükümlerin önünü açık bırakmıştır. Başka bir ifade ile, Kur'an Müslümanlara kadın hakkında çizdiği çerçeve ile yetinmeyip, zaman içinde daha ileri adımlar atmalarını em retmiştir. Ne var ki, Müslümanlar tarih içinde Kur'anı Kerim'in bizzat çizdiği çerçeveyi dahi yakalayamamış ve Kur'an öncesi düşünceler İs lam toplumlarında hayatiyetini, hem de İslam görüntüsü altında devam ettirmiştir. Kadim din ve kültürlerin Müslümanlara tesiri, yerleşik kültür ve geleneklerin dine baskın çıkması, dinin ve dinî metinlerin yanlış anlaşılması ve yanlış yorumlanması yanında, Müslümanların ahlaki zaafları da bu tür düşüncelerin yaşa masına ve kökleşmesine zemin teşkil etmiştir. Hatun'un ikinci önemli özelliği, hicap ve örtün me felsefesine dair ihtiva ettiği fikirlerdir. Musa Carullah'a göre, İslam'ın kadının örtünmesi ile ilgili hükümlerinde herhangi bir problem yok tur. Asıl problem, tarih içinde bu hükümlerin uygulanış biçimi ve bu hükümlere yüklenen hik metlerdedir: İslam bilginleri hicap ile ilgili bütün emir ve yasakları `fitne korkusu' gibi mevhum hikmetlerle izah ettikleri için, bu hükümler, kadını güneşin nurundan ilmin ay dınlığına kadar pek çok şeyden mahrum bıraka cak şekilde uygulanmıştır. Oysa Carullah'a göre, kadının hicabına yönelik bütün hüküm lerin, sadece erkekleri fitne ve fesada düşmek ten alıkoymak için vazedilmesi, Allah'ın adaleti ile bağdaşmaz. Onun kendi ifadesiyle, "İlmin ve imanın aydınlığında fitne olmaz. Varsa, fitne, erkeklerin gözlerinde, kalplerinde ve dillerinde bulunur. İlle de tedbir almak gerekiyorsa, erkek lerin gözlerine nikap, kalplerine âdap, dillerine ikap lazım gelir". Medenilik, insan ilişkileri ile ilgili bir kavramdır. İslam'a göre, kadınerkek ilişkisinde medeniliğin ölçüsü, her iki cinsin de günlük ha yatın her ânında insanlıklarını cinsiyetlerinin önüne çıkarmalarıdır. Binaenaleyh, İslam'ın gerek erkeklere ve kadınlara yönelik hicap ve hicaba dair hükümleri, gerekse kadınerkek iliş kisi ile ilgili bütün emir ve yasakları, insanların bu ölçüyü yakalamalarını temin etmek içindir. Bu sebepledir ki, hiç kimse bütün semavi din lerin kabul ettiği hicabı fitne korkusuna bağlaya maz. "Hicap, kadınların yüzlerine ve vücutları na ait değil, hürmetlerine ve hukuklarına dairdir. Örtünme, hiçbir zaman `avret perdesi' olarak emredilmemiş; şeref şiarı, ismet ridası yahut hürmet ihramı olmak sıfatıyla farz kılınmıştır. Hür kadınlara ve kibar ailelere mahsus bir ziynet olarak emredilmiştir. Evlerde kadınların bulun duğu bölmeye `harem' denilmesi de tamamen hürmete dayalıdır. Kâbetullah'a hangi maksat la `Harem' deniliyorsa, hatunların hanesine `harem' denilmesi de ondandır." Hatun, ayrıca kadının yaratılışı, aile nizamı, nikah, talak, çok eşlilik, kadının şahitliği ve kadının mirastan payı gibi konularda çağdaş tartışmalara yepyeni pencereler açmaktadır. Mesela fıkıh kitaplarında nikahın "erkeği kadı na sahip kılan akit" olarak tarif edilmesi, ona göre, Kur'an'la uzaktan yakın dan alâkası olmayan bir düşüncenin ürünüdür. Bu tarif, nikah müessesesinin kıymetini düşürdüğü gibi, erkeklerle kadın ların birbirleri nazarında hürme tini de bitirmiştir. Oysa 4. Nisâ', 21. ayetin açık ifadesine göre, nikah "mîsâkı ğalîz" (ağır ant laşma) olarak adlandırılmıştır. Nikah sâdece basit bir akit değil, aynı zamanda mukaddes bir ahit tir. Akit olarak nikah, müşterek hak ve vazifelere esas olduğu gibi, ahit olarak da hatunların bütün hukukunu teminat altına almıştır, ayette misâk erkeklere, misakı almak ise kadınlara isnat edilmiştir. Buna göre, nikah, ha yatın her hâlinde, hem rah metlerinde hem de zahmetlerinde ebedî hayat arkadaşlığı sözleşmesi ve müebbed bir ortaklık anlaşmasıdır. Musa Carullah'a göre, halk arasında nikah akdi ile ilgili ola rak mübadele şeklindeki, "al dım", "verdim" ibarelerinin İs lam ile alâkası yoktur. İslam fıkhında nikah ak di mübadele (değiş tokuş) değil muahededir (karşılıklı anlaşma). Kur'an'ın tabiriyle, mîsâkı ğalîzdır. Müekked (kuvvetli), müebbed (ebedi) ve mukaddes (kutsal) bir misaktır (söz verme). Eğer nikahta ille de mübadele ibareleri caiz olacaksa, 30. Rûm, 21. ayet gereği "gönül alıp gönül vermek" müla hazasıyla caiz olur. Yoksa "mihir verip hatun almak", "başlık verip kız satın almak" gibi hatalı tabirler, fasit (geçersiz) örfün kitaplara geçmiş yanlışlarıdır. • .
Mehmet GÖRMEZ

mico_tasarım