ESRARNÂME
      
                      HASAN AYCIN                              

                                  timaş -ist-2003

     Esrarname
Doğu'da ve Batı'da masal, kutsaldan bir koku, cennetten bir nişan, hikmetlerden bir renk taşırdı. Her masal "bir varmış, bir yokmuş" paradoksuyla insan-oğullarına, insan-kızlarına ve onların emrine amade kılınan nesnelere tanınan "mühlet"e bir gönderme sayılırdı. Olağanüstülükler, "mutlak" gücün kudretinden bir örnek olarak anlaşılır, anlık değişmeler, anlık hayatî geçişler "kaderin cilveleri"nden bilinir ve her masal eğlenerek öğrenmenin, öğrenerek eğlenmenin bir vasıtası olmakla yediden yetmişe fıtratların, ruhların, hayallerin müşterek ve zorunlu bir talebi olarak söylenir ve dinlenirdi.

Önce Batı'da kırıldı masalın evrensel büyüsü; Pozitivizm adına kutsalla irtibatı olan masallara önce profan bir içerik yüklendi, sonra eğiticilik, öğreticilik vasıflarından soyuldu masallar.

Doğu masalındaki kırılma süreci ise daha yavaş işledi. Çünkü, sembolik anlatımı aslî bir yöntem olarak benimseyen Doğu'da, nesirler masallarla nerdeyse iç içeydi. Ancak hem laikleşme uygulamaları hem de Batı edebiyatının baskın etkisiyle Doğu masalları da Batı masalları gibi profan bir içeriğe mahkum edildi. Binbir Gece Masalları erotik nitelikleriyle öne çıkarılırken, Keloğlan aptal bir şaşkına, Sinbad macera düşkünü bir serkeşe, Yedi Vezir yedi muhterise dönüştürüldü.

Oysa ki masal fıtri bir ihtiyaç ve vazgeçilemez bir eğitim aracıydı. Bu nedenle Batı yıllar sonra Rambo, Canon vb. tipler aracılığıyla profan masallarını yedinci sanatın bir ürünü olarak tedavüle koymak, Yüzüklerin Efendisi'ni, Harry Potter'i kutsamak zorunda kaldı. Ancak bunların içeriklerinin dünyeviliğini, sadece din dışı unsurlarla yüklü olmasını da yine ihmal etmedi.

Şimdi görülen odur ki masal, yine öz vatanından ve yine düştüğü son yerden ayağa kalkacaktır. İşte, çizgi Ustası Hasan Aycın'ın "Esrarnâme" adı altında bir araya getirdiği on bir masal bunun tipik bir habercisidir.

Hasan Aycın'ın, Esrarnâme'sindeki masallar bir dizi Keloğlan masallarıdır; derleme, alıntı değil tümüyle te'lif masallardır. Hasan Aycın, çocukluğundan bugüne onun Müslüman zihnini oluşturan, Nebevî perspektifini kuran anlatıları Keloğlan'ın şahsında masal kurgu ve söylemiyle bugüne taşımıştır.

Esrarnâme'de, bir "çelik" oyununda somutlaştırılan hayat serüvenin, dünya malına, tutkusuna karşılık düşen "kayıp sopa"nın izinde kutsala göre terbiye edilişi, bu hayatın ötesindeki hayatın hakikati ve anlamı, yaşama eyleminin Allah'a göre ve Allah için yeniden kuruluşu asıl tema olarak seçilmiştir.

Bu içeriğiyle Hasan Aycın'ın Esrarnâme'si, Hamdânî'nin, Ebu'l-Mutahhar el-Azdî'nin, Cevzi'nin, İbn Sinâ'nın, İbn Tufeyl'in, Abü'l-Alâ el-Maarri'nin, Ebu'l Farac'ın, Giritli Aziz Efendi'nin, Şehbender-zâde Ahmet Hilmi'nin vb. eserleriyle bizim aramızda kurulan sağlam bir köprü hükmündedir.

Yorum:Ömer Lekesiz

 

mico_tasarım