İYİLİĞİN KARŞILIĞI
İbret veren Hikayeler Dizisinden


.

coc_hik_iyilik_1.jpg (9846 bytes)   
Kavurucu çölün ortasında üç genç yor-
gun argın ilerliyorlardı. Bu gençler, Peygam-
ber efendimizin torunları Hasan, Hüseyin ile
amcalarının oğlu Abdullah idi. Mekke'den Me-
dine'ye dönüyorlardı. Çöl ortasında yiyecek
ve içecekleri tükenmişti. Çok da acıkmış ve
susamışlardı. Yüce Allah'a sığınarak yollarına
devam ediyorlardı..


coc_hik_iyilik_2.jpg (9188 bytes)
Biraz ilerde, çölün bittiği yerde bir çadır
farkettiler. Dizlerindeki son dermanı da kullanarak çadıra zar-zor ulaşabildiler.
Çadırdan, fakir olduğu her halinden belli
olan bir kadın çıktı. Ona selâm vererek:
- İçecek bir şeyiniz var mı teyze? diye sordular. Kadın onlara sevgiyle baktı. Çadırın içinde serin bir yer göstererek

coc_hik_iyilik_3.jpg (9578 bytes)

- Buyrun oturun hele, dinlenin biraz, dedi.
Yaşlı kadının bu davetlni seve seve kabul
ettiler. Oturup dinlendiler. Hazret-i Hüseyin
Efendimiz tekrar sordu.
- İçecek bir şeyiniz yok mu teyze?
Kadın güleryüzle cevap verdi:
- Bir keçim var.
Onlar kadının ne demek istediğini anlamaya
çalışırlarken, kadın da dışarı çıkmıştı.


coc_hik_iyilik_4.jpg (9842 bytes)
Bir müddet sonra bir bakraç sütle dönüp onlara birer tas ikram etti. Böylece susuzluklarını giderince, bu defa ne kadar aç olduklarını hissettiler.
- Teyzeciğim, karnımız da çok aç. Acaba yiyecek birşeyiniz var mı? diye sordular.


coc_hik_iyilik_5.jpg (9078 bytes)
Kadıncağız yine güleryüzle;
-Bir keçim var, diyerek dışarı çıktı. Çok geçmeden keçi ile beraber çadırın önüne geldi ve içeri seslenerek;
- Bana yardım ederseniz keçiyi kesip pişirebiliriz, dedi.
Bu iyiliksever kadını kırmayıp, keçiyi kesip yüzerek hep beraber pişirip yediler.

coc_hik_iyilik_6.jpg (11216 bytes)
Sonra da;
- Teyzeciğim bizler Haşimoğullarındanız, Medine'ye yolunuz düşerse mutlaka bize uğrayın, diyerek ona hayır dualarda bulunup yola koyuldular.
Onlar gittikten az sona kadının kocası geldi. Keçiyi ortalıkta göremeyince hanımına sordu. Kadıncağız olanları bir bir anlattı.


coc_hik_iyilik_7.jpg (11853 bytes)
Adam karısına şaşkın şaşkın bakakaldı. Sonra
oturup bir müddet kara kara düşündü ve;
- Biliyorsun ki o keçiden başka birşeyimiz yoktu, dedi. Şimdi ne yapacağız?
Karısının hiç de üzgün bir hali yoktu. Beyini teselli ederek;
- Allah, darda kalan kullarını gözetir, dedi.


coc_hik_iyilik_8.jpg (11031 bytes)
Onlar gibi temiz, asil ve nur yüzlü insanları
ağırlamak herkese nasib olmaz.
Kadın, onların peygamber torunu olduğunu
bilmediği halde, sırf Allah misafiri diye tek
serveti olan keçisini ikram etmişti.


coc_hik_iyilik_9.jpg (8708 bytes)
Aradan uzun zaman geçmiş ve kadınla ko-
casının yolu birgün Medine'ye düşmüştü. Alış
veriş için şehrin pazarına doğru yürürlerken,
güleryüzlü bir genç çıktı önlerine.

coc_hik_iyilik_10.jpg (10157 bytes)
Bu, Hazret-i Hasan'dı.
Kadını tanıyıp selam verdi ve;
- Beni hatırladınız mı? diye sordu.
Yaşlı karı koca blr müddet şaşkın şaşkın
baktılar Hazret-i Hasan'ın yüzüne. Onlar
hatırlamayınca, Hasan efendimiz açıkladı:

coc_hik_iyilik_11.jpg (8983 bytes)
- Bir müddet önce üç kişi sizin çadırınıza gelmişti. Onlara süt ikrâm etmiş, bir de keçinizi kesmiştiniz. İşte ben onlardan biriyim.
Kadının yüzü sevinçle aydınlandı.
- Tabii ya! Sen o hayırlı misafirlerden birisin.

coc_hik_iyilik_12.jpg (9865 bytes)
Hazret-i Hasan onları evine götürüp, çok
tatlı şeyler söyleyerek ikram ve iltifatlarda
bulundu. Sonra da 1000 dirhem gümüş
ve yüz koyun borç alarak onlara hediye edip,
yanlarına da bir adam kattı ve kardeşi
Hüseyin'e yolladı.


coc_hik_iyilik_13.jpg (7618 bytes)
Hazret-i Hüseyin efendimiz de tıpkı ağabe-
yi gibi onları güleryüzle karşıladı. O da bin
dirhem gümüşle ikiyüz koyun borç alıp hediye
etti ve onları üçüncü kişi olan amcaoğlu
Abdullah'a gönderdi. Abdullah onları sevinçle karşılayıp evine davet etti ve;
- Hasan ve Hüseyin'e uğradınız mı?
diye sordu. Kadın;
- Evet, dedi. Onlar ne kadar cömert insanlarmış ki bize pek çok koyun ve gümüş hediye ettiler.

Hazret-i Abdullah derin bir nefes aldı ve dalgın gözlerle boşluğa bakarak;
- Keşke önce bana gelmiş olsaydınız, dedi.
Onlar Sevgili Peygamberimizin torunlarıdır.
Dünya malına önem vermedikleri için mutlaka
borç altına girmişlerdir.

coc_hik_iyilik_14.jpg (11036 bytes)
Kadınla kocası onların kim olduklarını öğrenince karşılaştıkları bu nimet için çok sevinip şükrettiler.

Abdullah da onlara 2000 dirhem gümüşle dörtyüz koyun hediye etti ve güleryüzle uğurladı. Böylece karı koca 4000 dirhem gümüş ve yediyüz  koyunla, yani büyük bir servetle çadırlarına döndüler.

Peygamberimizin sevdiklerine yapılan küçük bir yardımın karşılığını daha dünyada iken böylesine  bir servetle gördüler.

Kimbilir ahirette ne gibi mükafatlarla
karşılaşacaklardı..


miço tasarım