Biruni (973-1051)
   Biruni hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Yunan ve Hint tıbbını incelemiş, Sultan Mes'ud'un gözünü tedavi etmişti. Otların hangisinin hangi derde deva
ve şifa olduğunu çok iyi bilirdi. Eczacılıkla doktorluğun sınırlarını çizmiş, ilaçların yan etkilerinden bahsetmiştir. Bîrûnî, Cebir, Geometri ve Coğrafya konularında bile o konuyla ilgili bir âyet zikretmiş, âyette bahsi geçen konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, fennî ilimlerle ilahî bilgilere daha iyi nüfuz edileceğini söylemiş, ilim öğrenmekten kastın hakkı ve hakikatı bulmak olduğunu dile getirmiş ve "Anlattıklarım arasında gerçek dışı olanlar varsa Allah'a tevbe ederim. Razı olacağı şeylere sarılmak hususunda Allah'tan yardım dilerim. Bâtıl Şeylerden korunmak için de Allah'tan hidayet isterim. İyilik O'nun elindedir!" demiştir.

Hayatı
Yaşadığı çağa damgasını vurup
" Biruni Asrı" denmesine sebep
olan zekâ harikası bilginimiz.
973 yılında Harizm'in merkezi Kâs'ta
doğdu. Esas adı Ebû Reyhan b. Mu-
hammed'dir. Küçük yaşta babasını kay-
betti. Annesi onu zor şartlarda, odun
satarak büyüttü. Daha çocuk yaşta
araştırmacı bir ruha sahipti. Birçok ko-
nuyu öğrenmek için çılgınca hırs göste-
riyordu. Tahsil çağına girdiğinde Hâ-
rizmşahların himayesine alındı ve sa-
ray terbiyesiyle yetişmesine özen göste-
rildi. Bu aileden bilhassa Mansur, Bîrû-
nî'nin en iyi bir eğitim alması için her
imkânı sağladı. (1)

Bu arada İbn-i Irak ve Abdüssamed
b. Hakîm'den de dersler alan bilginimi-
zin öğrenimi uzun sürmedi, daha çok
özel çabalarıyla kendisini yetiştirdi.
Araştırmacı ruhu, öğrenme hırsı ve sön-
meyen azmiyle birleşince 17 yaşında
eser vermeye başladı.

Fakat Me'mûnîlerin Kâs'ı alıp Hâ-
rizmşahları tarihten silmeleriyle Bîrû-
nî'nin huzuru kaçtı, sıkıntılar başladı ve
Kâs'ı terketmek zorunda kaldı. (2) An-
cak iki yıl sonra tekrar döndüğünde ün-
lü bilgin Ebü'l-Vefâ ile buluşup rasat ça-
lışmaları yaptı.

Daha sonra hükümdar Ebü'l-Abbas,
sarayında Bîrûnî'ye bir daire tahsis
edip, müşavir ve vezir olarak görevlen-
dirdi. Bu durum, hükümdarların ilme
duydukları derin saygının göstergesi,
bilginimizin de devlet başkanları yanın-
daki yüksek itibarının belgesiydi. (3)

Gazneli Mahmud Hindistan'ı alınca
hocalarıyla Bîrûnî'yi de oraya götürdü.
Zira onun yanında da itibarı çok yük-
sekti. " Bîrûnî, sarayımızın en değerli
hazinesidir' derdi. (4) Bu yüzden ted-
birli hünkâr, liyakatını bildiği Bîrûnî'yi
Hazine Genel Müdürlüğü'ne tayin etti.
O da orada Hint dil ve kültürünü bütü-
nüyle inceledi. Üstün dehasıyla kısa sü-
rede Hintli bilginler üzerinde şaşkınlık
ve hayranlık uyandırdı. Kendisine sağ-
lanan siyasî ve ilmî araştırmalarına de-
vam etti. Bir devre adını veren, çağını
aşan ilmî hayatının zirvesine erişti. Sul-
tan Mes'ud, kendisine ithaf ettiği Ka-
nun-u Mes'ûdî adlı eseri için Bîrûnî'ye
bir fil yükü gümüş para vermişse de o,
bu hediyeyi almadı. (5) Son eseri olan
Kitabü's-Saydele fi't Tıb'bı yazdığında
80 yaşını geçmişti. Üstad diye saygıyla
yâd edilen yalnız İslâm âleminin değil,
tüm dünyada çağının en büyük bilgini
olan Bîrûnî, 1051 yılında Gazne'de
hayata gözlerini yumdu. Ruhu şâd, ma-
kamı cennet olsun. Âmin.

ŞAHSİYETİ:
Bîrûnî, " Elinden kalem
düşmeyen, gözü kitaptan ayrılmayan,
iman dolu kalbi tefekkürden dûr olma-
yan, benzeri her asırda görülmeyen bil-
ginler bilgini bir dâhiydi. Arapça, Fars-
ça, Ibrânîce, Rumca, Süryânice, Yunan-
ca ve Çinçe gibi daha birçok lisan bili-
yordu. Matematik, Astronomi Geomet-
ri, Fizik, Kimya, Tıp, Eczacılık, Tarih
Coğrafya, Filoloji, Etnoloji, Jeoloji, Din-
ler ve Mezhepler Tarihi gibi 30 kadar
ilim dalında çalışmalar yaptı, eserler
verdi. (4)

Onun tabiat ilimleriyle yakından ilgi-
lenmesi, Allah'ın kevnî âyetlerini anla-
mak, kâinatın yapı ve düzeninden Al-
lah'a ulaşmak, O'nu yüceltmek gâyesi-
ne yönelikti. Eserlerinde çok defa
Kur ân âyetlerine başvurur, onların çe-
şitli ilimler açısından yorumlanmasını
amaçlardı. Kurân'ın belâğat ve i'cazı-
na olan hayranlığını her vesileyle dile
getirdi.

İlmî kaynaklara dayanma, deney ve
tecrübeyle ispat etme şartını ilk defa o
ileri sürdü. İbn-i Sinâ'yla yaptığı karşı- ;
lıklı yazışmalarındaki ilmî metod ve yo-
rumları, günümüzde yazılmış gibi taze-
liğini halen korumaktadır.
Tahkîk ve Kanûn-ı Mes'ûdî adlı eserle-
riyle trigonometri konusunda bugünkü
ilmî seviyeye tâ o günden,ulaştıgı açık-
ça görülür. Bu eser astronomi alanında
zengin ve ciddî bir araştırma âbidesi
olarak tarihe mal olmuştur. İlmiyle dine
hizmetten mutluluk duymaktadır. Gaz-
ne'de kıbleyi tam olarak tespit etmesi
ve kıblenin tayini için geliştirdiği mate-
matik yöntemi dolayısıyla kıyamet günü
Rabb'inden sevap ummaktadır.

Ayın, güneşin ve dünyanın hareketle-
ri, güneş tutulması anında ulaşan hadi-
seler üzerine verdiği bilgi ve yaptığı ra-
satlarda, çağdaş tespitlere uygun neti-
celer elde etti. Bu çalışmalarıyla yer öl-
çüsü ilminin temellerini sekiz asır önce
attı. Israrlı çabaları sonunda yerin çapı-
nı ölçmeyi başardı. Dünyanın çapının
ölçülmesiyle ilgili görüşü, günümüz ma-
tematik ölçülerine tıpatıp uymaktadır.
Avrupa'da buna BÎRÛNI KURALI den-
mektedir.

Newton ve Fransız Piscard yaptıkları
hesaplama sonucu ekvatoru 25.000
mil olarak bulmuşlardır. Halbuki bu öl-
çüyü Bîrûnî, onlardan tam 700 yıl önce
Pakistan'da bulmuştu. O çağda Batılı-
lardan ne kadar da ilerideymişiz.(6)

Biruni, hastalıkları tedavi konusunda
değerli bir uzmandı. Yunan ve Hint tıb-
bını incelemiş, Sultan Mes'ud'un gözü-
nü tedavi etmişti. Otların hangisinin
hangi derde deva ve şifa olduğunu çok
iyi bilirdi. Eczacılıkla doktorluğun sınır-
larını çizmiş, ilaçların yan etkilerinden
bahsetmiştir.

Daha o çağda Ümit Burnu'nun varlı-
ğından söz etmiş, Kuzey Asya ve Ku-
zey Avrupa'dan geniş bilgiler vermişti.
Christof Coloumb'dan beş asır önce
Amerika kıtasından, Japonya'nın varlı-
ğından ilk defa sözeden O'dur. Dünya-
nın yuvarlak ve dönmekte olduğunu,
yerçekimin varlığını Newton'dan asır-
larca önce ortaya koydu.

Henüz çağımızda sözü edilebilen ka-
raların kuzeye doğru kayma fikrini 9.5
asır önce dile getirdi. Botanikle ilgilen-
di, geometriyi botaniğe uyguladı. Bitki
ve hayvanlarda üreme konularına eğil-
di. Kuşlarla ilgili çok orjinal tespitler
yaptı. Tarihle ilgilendi. Gazneli Mah-
mud, Sebüktekin ve Harzem'in tarihleri-
ni yazdı.

Bîrûnî, ayrıca dinler tarihi konusuna
eğildi, ona birçok yenilik getirdi. Ça-
gından dokuz asır sonra ancak ayrı bir
ilim haline;gelebilen Mukayeseli Dinler
Tarihi, kurucusu sayılan Bîrûnî'ye çok
şey borçludur.

Bîrûnî, felsefeyle de ilgilendi. Ama fel-
sefenin dumanlı havasında boğulup
kalmadı. Meseleleri doğrudan Allah'a
dayandırdı. Tabiat olaylarından söze-
derken, onlardaki hikmetin sahibini
gösterdi. Eşyaya ve cisimlere takılıp
kalmadı.

Bîrûnî, Cebir, Geometri ve Cografya
konularında bile o konuyla ilgili bir
âyet zikretmiş, âyette bahsi geçen ko-
nunun yorumlarını yapmış, ilimle dini
birleştirmiş, fennî ilimlerle ilahî bilgilere
daha iyi nüfuz edileceğini söylemiş,
ilim öğrenmekten kastın hakkı ve haki-
katı bulmak olduğunu dile getirmiş ve
"Anlattıklarım arasında gerçek
dışı olanlar varsa Allah'a tevbe
ederim. Razı olacağı şeylere sa-
rılmak hususunda Allah'tan yar-
dım dilerim. Bâtıl şeylerden ko-
runmak için,de Allah'tan hida-
yet isterim. İyilik O'nun elinde-
dir!" demiştir.

Eserleri halen Batı bilim dünyasında
kaynak eser olarak kullanılmaktadır.
Türk Tarih Kurumu 68. sayısını Bîrû-
nî'ye Armağan adıyla bilginimize tah-
sis etti.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde Bîrûnî'yi
anmak için sempozyumlar, kongreler
düzenlendi, pullar bastırıldı. UNES-
CO'nun 25 dilde çıkardığı Conrier Der-
gisi 1974 Haziran sayısını Bîrûnî'ye
ayırdı. Kapak fotoğrafının altına,
"1000 yıl önce Orta Asya'da yaşayan
evrensel dehâ Bîrûnî; Asrtonom, Tarih-
çi, Botanikçi, Eczacılık uzmanı Jeolog,
Şair, Mütefekkir, Matematikçi, Coğraf-
yacı ve Hümanist" diye yazılarak tanı-
tıldı.

Eserleri;
Biruni, toplam 180 kadar Eser
kaleme aldı. En meşhurları şunlardır:
1. EI-Asâr'il-Bâkiye an'il-Kurûni'I-Hâli-
ye: (Boş geçen asırlardan kalan eser-
ler.)
2. EI-Kanûn'ül-Mes'ûdî; En büyük ese-
ridir. Astronomiden coğrafyaya kadar
birçok konuda yenilik, keşif ve buluşları
içine alır.
3. Kitab'üt-Tahkîk Mâ li'I-Hind: Hind
Tarihi, dini, ilmi ve coğrafyası hakkın=
da geniş bilgi verir.
4. Tahdîd'ü Nihâyeti'l-Emâkin li Tas-
hîh-i Mesâfet'il-Mesâkin: Meskenler ara-
sındaki mesafeyi düzeltmek için mekân-
ların sonunu sınırlama. Bu eseriyle Bîrû-
nî, yepyeni bir ilim dalı olan Jeodezi'nin
temelini atmış, ilk harcını koymuştu.
5. Kitabü'I-Cemâhir fî Ma'rifet-i Cevâ-
hir: Cevherlerin bilinmesine dair kitap.
b. Kitabü't-Tefhim fî Evâili Sıbaâti't-
Tencim: Yıldızlar İlmine Giriş.
7: Kitâbü's-Saydele fî Tıp: Eczacılık
Kitabı. İlaçların, şifalı otların adlarını
altı dildeki karşılıklarıyla yazmış.

Bu yazı Eğitim Bilim Dergisi Ocak 2000
sayısından alınmıştır.

KAYNAKLAR
1. Zeki Velidi Togan, İbn-i Fadlan,
s.10/TDV Ansiklopedisi, c.6, s.207-208
2. şifat eI-Mâ'mure alel Bîrûnî, s.59
3 İslâm Alimleri Ansiklopedisi. c.4,, s.59
4. Şaban Döğen, Müslüman İÎim Oncüleri,
s.50-53
5. Şaban Dögen, a.g.e./s.49.
6. Islâm Ansiklopedisi, c.2, s.635